Yaz aylarında su tüketimi yalnızca bir alışkanlık değil, sağlıklı bir yaşamın temel taşı olarak öne çıkıyor. Dr. Hilmi Emre Kaya, özellikle sıcak havalarda vücudun sıvı kaybının arttığını ve bu durumun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtiyor. Stres, yorgunluk, baş ağrısı, unutkanlık ve cilt kuruluğu, susuzluğun en yaygın sonuçları arasında. Vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 60’ı sudan oluşurken, su kaybının yüzde 20’yi bulması durumunda hayati tehlikeler bile ortaya çıkabiliyor.
GENÇLİĞİN SIRRI: CİLDİNİZİ SUYLA BESLEYİN
Yalnızca iç organlarımız değil, dış görünümümüz de suya bağımlı. Cildin nem dengesini koruyan, toksinleri vücuttan atan ve yaşlanma belirtilerini geciktiren su, adeta bir doğal gençlik iksiri. Dr. Kaya, düzenli su içen bireylerin cildinin daha parlak, saçlarının daha canlı ve görünümünün daha enerjik olduğunu söylüyor. Yaz aylarında artan güneş maruziyeti ve terlemeyle birlikte su tüketiminin artırılması cilt sağlığı için oldukça önemli.
KALP VE BÖBREKLER DE SUYA MUHTAÇ
Su içmek sadece serinlemek için değil, iç organların sağlıklı çalışması için de elzem. Yeterince su içilmediğinde kan hacmi azalıyor, bu da kalbin daha fazla çalışmasına yol açıyor. Dr. Kaya, "Düzenli su tüketimi, kalbi korur ve kan dolaşımını destekler" diyor. Aynı şekilde, böbrek ve safra taşı oluşumu, yeterli su alınmadığında daha sık görülüyor. Su, vücudun detoks sistemini aktif tutarak zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlıyor.
SUYU BİR ANDA DEĞİL, GÜNE YAYARAK İÇİN
Uzmanlar, tüm su ihtiyacını bir kerede karşılamanın yerine gün içine eşit şekilde yaymanın çok daha etkili olduğunu belirtiyor. Dr. Kaya’ya göre, "Kadınların günlük en az 2 litre, erkeklerin ise 2.5 litre su tüketmesi gerekiyor." Ayrıca, su içme alışkanlığı yalnızca fiziksel değil, ruhsal sağlık üzerinde de olumlu etkilere sahip. Özellikle yaz sıcaklarında, aşırı terlemeye bağlı sıvı kaybı dikkate alınmalı ve su tüketimi ihmal edilmemeli.