Arzu Emine, ATV ekranlarında Esra Erol’un programına katıldığında, yalnızca biyolojik annesini değil, geçmişte cevaplanmayan tüm sorularını da arıyordu. Trabzon’da 1997 yılında doğduktan kısa bir süre sonra çocuk esirgeme kurumuna bırakılan Emine, 40 günlükken Mehmet ve Şennur Duman çifti tarafından evlat edinilmişti. Bugün 27 yaşında, evli ve üç çocuk annesi olan Emine, artık kendi çocuklarının geleceği için de geçmişini bilmek istiyordu.
BİR EVLATLIK HİKAYESİNİN EN ACI ANI: “YALAN SÖYLEME” DİYEN BABANIN SIRRI
13 yaşındayken babasını kaybeden Emine, kısa süre sonra hayatının en büyük gerçeğini öğrendi. Vefatın ardından annesinden duyduğu “sen evlatlıksın” cümlesi, onun çocukluk algısını altüst etti. Büyüten ailesine minnettardı; özellikle annesi Şennur Hanım, hala torunlarına büyük bir sevgiyle bakıyordu. Ancak Emine’nin içinde yıllardır kapanmayan bir boşluk vardı: “Ben kimim?”

BİR İSİM, BİR HATIRA: EMİNE
Mahkeme kararıyla Arzu ismini alan Emine’nin kimliğinde hala doğumda verilen isim olan “Emine” yer alıyordu. Bu isim yıllar boyunca ona bırakılmışlığını hatırlattı. Ancak biyolojik annesiyle konuştuğu o ilk anda her şey değişti. “Ben seni hiç unutmadım. Hep seni bekledim” diyen biyolojik anne Hatice Memişoğlu, yıllardır yaşadığı vicdan azabını gözyaşlarıyla anlattı.
BİR TELEFONLA GELEN KAVUŞMA: “SENİ BEŞİĞE BEN KOYDUM”
Hatice Hanım, Emine’yi 18 yaşında dünyaya getirmişti. Ailesinden destek görmeyen genç kadın, tecavüze uğradığını, bu acı olayın ardından ailesi tarafından yalnız bırakıldığını ve sonunda bebeğini devlet korumasına vermek zorunda kaldığını gözyaşları içinde anlattı. “Seni beşiğe koymamı istediler. Gözlerimin içine baktılar. O an içimden bir şey koptu” sözleri, ekran başındaki milyonları da derinden sarstı.
ARZUNUN YARIM KALAN HİKAYESİ TAMAMLANDI
Yıllar boyunca kızının yokluğunu içine gömen Hatice Hanım, “Dört kez kalp krizi geçirdim ama hep Allah’a dua ettim; ‘Emine’mi görmeden canımı alma’ dedim” şeklinde konuştu. Bu sırada Emine, duyduğu her cümleyle hem kırıldı hem de iyileşti. Çünkü artık annesinin onu unutmadığını, onu yıllarca aradığını öğrenmişti. Bugün artık sadece geçmişi değil, bir ailesi, yedi kardeşi, anlatılacak bir hikâyesi var.