Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı bulutlu
19°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Toplum olarak gittikçe radikalleşiyor ve uçlara doğru çekiliyor, çekiliyoruz. Burnumuzdan kıl aldırtmıyor, dediğim dediktir nakaratıyla, yatıp kalkıyoruz.
Yaşam

Toplum olarak gittikçe radikalleşiyor ve uçlara doğru çekiliyor, çekiliyoruz. Burnumuzdan kıl aldırtmıyor, dediğim dediktir nakaratıyla, yatıp kalkıyoruz.

Toplum olarak gittikçe radikalleşiyor ve uçlara doğru çekiliyor, çekiliyoruz. Burnumuzdan kıl aldırtmıyor, dediğim dediktir nakaratıyla, yatıp kalkıyoruz.
Aslında düşünmüyoruz, başkalarının düşünceleriyle idare edip, düşünüyor gibi yapıyoruz.
Resmen köpürüp-kabarmanın en üst seviyesine çıkmış bir psikoloji ile düşman arıyoruz.
Aradığımızın düşmanın yaşamını çalmayı erdemlilik sayarak, sevap sayarak yapıyoruz.
Sevinçlerimizi ve mutluluğumuzu, nedense başkalarının acıları üstüne kurmanın mantığı ne, düşünmek gerekir!
***
Yaratılanı, yaratandan ötürü sevmek mi?
Çoktan karanlıklar örttü üstünü.
Neler oluyor Allah aşkına!
Toplumsal bir çılgınlığın girdabında boğmak mı, deneniyor?
Aramızda, yanımızda, içimizde dolaşan fitnenin sahipleri kim?
Kimler yaşatıyor bize bu acıyı?
Yaşanan bu acılar hiç mi tedirgin etmiyor yüreklerimizi?
Hiç mi vicdanlarımızda karşılığı yok         bunların?
Hani vicdan;İçimizdeki adalet sarayı, iyinin ve kötünün ayrıştırıldığı merkezdi!
Öz saygımızın test edildiği yerdi diye yazılıp-çiziliyor..
Bu acının sahipleri kim, acıyı yaşatanlar kim?
Neden diye sorabilecek bir akıl, yazık     diyebilecek yürekler tükendi mi?
Yani insanlığın bittiği yerde miyiz?
Yaşamımız bundan böyle, kan rengi mi     olacak?
Evet, ne yazık ki!
***
Bir sevgiliye veda eder gibi ayrılıyoruz, insani yanımızdan.
Kendimizden, törelerimizden, sevgimizden ayrılıyoruz.
Umutlarımızdan, geleceğimizden ve huzurumuzdan ayrılıyoruz.
Resmen yüreklerimiz kundaklanıyor.
Toplumsal bir acı yaşatılıyor.
Daha büyük, daha ağır acılı günlerin provalarıdır bunlar.
Uyanık olmak gerek
İri olmak gerek.
Beraber olmak, birlik olmak gerek.
***
Eğer hepimiz, bütün insanlık farklı yaratılmış, farklı düşünüyor ve farklı yaşıyorsa
Kimi siyah, kimi beyaz veya sarıysa
Farklı dillere sahip, kültürlerse sahipse
Bunun sorumlusu biz değiliz.
Yaratanın sorumluluğudur.
Buna karşı gelen, kabul etmeyenler, aslında yaratana karşı geliyordur.
Bunlar güzelliklerimizdir.
Saygı ile, sevgi ile, dost olarak         karşılanmalıdır.
İnsan olarak kardeşlerimizdir.
***
Yani kardeşliğimizi, iyi yanlarımızı, sevecen davranışlarımızı, inancımızın emrettiklerini zifiri karanlıklara, düşmanlıklara teslim     etmeyelim...
Galiba sevmeyi beceremiyoruz!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *