Türkiye, zengin ekosistemleriyle sadece doğasını değil, geleceğini de güvence altına alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde yürütülen çevresel seferberlik, 3 bin 692 endemik türün kayıt altına alınmasıyla sonuç verdi. Devletin güçlü adımları sayesinde biyolojik miras artık daha görünür, daha güvenli.
Asya ve Avrupa arasında eşsiz bir biyocoğrafi kavşağa sahip olan Türkiye, 3 büyük bitki coğrafyası bölgesine ev sahipliği yapıyor: Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan. Bu çeşitlilik, Türkiye’yi sadece bir doğa cenneti değil, aynı zamanda bilimsel keşiflerin ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezi haline getiriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün titizlikle yürüttüğü “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi”, yıllardır süren detaylı saha çalışmaları ve bilimsel veri analizleriyle doğanın genetik hazinelerini ortaya koyuyor.
Her Türün Dijital Kimliği Var
“Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı” sayesinde her canlı türünün detaylı kimlik kartı oluşturuluyor. Bu veriler; konum, zaman ve özellikleriyle birlikte stratejik veri bankasında toplanıyor. Toplam veri sayısı 2 milyona yaklaşırken, bu veri tabanı sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de en büyük çevresel bilgi kaynağı konumunda.
Bilimsel Keşifler Hız Kesmiyor
Bugüne kadar İstanbul, Eskişehir, Denizli ve Şırnak’ta keşfedilen yeni bitki türleri, Türkiye’nin biyolojik keşiflerdeki öncülüğünü perçinledi. İstanbul soğanı, Yunus Emre çiçeği, Eskişehir kekiği ve Şırnak’ta tespit edilen yeni Kızandikeni türü, uluslararası literatüre kazandırıldı.
Stratejik Ekolojik Koruma
Endemik türlerin kayıt altına alınması yalnızca doğanın korunması değil, aynı zamanda Türkiye'nin enerji, tarım, ilaç, kozmetik ve savunma sanayii gibi kritik alanlarda milli kaynaklara dayalı kalkınmasının önünü açıyor. Her tür, aynı zamanda stratejik bir ekonomik potansiyel olarak görülüyor.
Ekolojik Güvenlikte Yeni Dönem
Nesli tehlike altındaki türlerin izlenmesi ve koruma altına alınmasıyla Türkiye, çevresel güvenlikte yeni bir safhaya geçti. Şu anda 194 flora, 111 fauna ve 45 özel alan üzerinde düzenli takip ve izleme yapılıyor. Bu güçlü kontrol mekanizması, Türkiye’nin çevresel direncini artırıyor.