İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam İlişkilerde ihanet süreci

İlişkilerde ihanet süreci

"İhanet sürecini aşamamış ilişkiler hep karşılıklı çıkar, şüphe ve beklentiler üzerine kuruludur. Ve böylesi bir ilişki daha başladıǧında çözülme sürecine girmiştir. 

"İhanet sürecini aşamamış ilişkiler hep karşılıklı çıkar, şüphe ve beklentiler üzerine kuruludur. Ve böylesi bir ilişki daha başladıǧında çözülme sürecine girmiştir. 
Bir ilişkinin kalıcılaşması ve dostluǧa dönüşmesinin önemli bir aşamasıdır ihanet süreci. Her ilişki, ihanet sürecinden geçer, bu süreçten sonra ya tökezler ya da sonsuza kadar sürecek bir baǧa dönüşür.
Bir ilişki, insanı kirliliklerinden arındırıp onu geliştirebilir de, tökezletip kirletebilir de. İhaneti aşabilmiş bir ilişki, insanlaşma yolunda bir adımdır aynı zamanda.
Her ilişki, kendi içindeki potansiyel ihaneti öldürmek zorundadır…"
Demiş Erol Anar 'Yaralı Bir Yüreğin Güncesi' adlı kitabında. Bana göre ihanet diye bir şey yoktur. İhanet, 'aldatmak' anlamında kullanılıyor. Yani sevgilinin senden habersiz başkasıyla cinsel eylemi. Yani konu 'yalan' söylemekle alakalı. 
Burada sorgulamamız gereken insanların neden yalana mecbur bırakıldığı.
Eğer sen sevgilinin başkasıyla cinsellik yaşamasına karışıyorsan, onun özgürlüğüne karışıyorsun demektir. Birinle evleneceksin ve elli sene onun başkasıyla yatmasına engel olacaksın. Bu mudur sevgi, aşk anlayışınız?
Siz kimsiniz ki bir başkasının eylemlerine karışıyorsunuz? Hele ki bu eylem cinsel dürtüsel bir eylem ise. 
Korku kültüründen geldiniz. Sevgilinizden beklenti içindesiniz. O başkasıyla yattığında kendinizi kıyaslıyor ve değerinizi sorguluyorsunuz. O kadın bir orospu da olabilir. Kıyas yaptıysan sen de orospusun o zaman! 
Lafı uzatmadan söyleyeyim. Kimse kimsenin cinselliğine karışamaz bu karın-kocan olsa dahi. Sen sadece seversin, sorgulamazsın, ötesi yok bunun. 
Geçenlerde billur televizyonda Aret Vartanyan ağzından kaçırdı; "ben kıskancım, karım asla başkasıyla yatamaz." İyi de sevgili Aret yazdığın kitaplarda özgürlükten bahsetme o zaman. Sen kendini bilmeden başkasına ne verebilirsin ki? Yine geçenlerde facebook sayfanda insanda biraz kıskançlık olmalı yazmıştı. Kıskançlığın derindeki anlamı ruhunu diğeriyle kıyaslamaktır. Sevgilinin ayna olduğunu unutup ruhunu- yani Allahını bir başkasıyla eş tutmaktır. Bu anlayışa karşı Mevla'nın güzel bir sözü vardır; "Allah der ki: Kimi benden çok seversen, onu senden alırım."
Bu ikiliktir. Allahın iki taneyse orada kalırsın bir adım bile ilerleyemezsin. Ya da ilerlemiş görünüp, tribünlere oynamayı tercih eder kitaplarınla ahkam kesersin. Peki neden? "Popüler kültürde şan var para var." 
Buna da "kör gözüm parmağına" diyorlar bizim alemde.
Her neyse, konuya dönecek olursak İlişkide ihanet diye birşey yoktur. Özgürlük vardır, yalan söylememek vardır. Yalanı da söyleyene değil söylettirene bakmak lazım.