İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde iki katlı bir binanın balkonu herhangi bir dış etken olmadan aniden çöktü. Ne deprem vardı ne de heyelan... Ancak balkon kendiliğinden yıkıldı. Bu manzara ne ilk ne de son. Daha önce de Kağıthane başta olmak üzere İstanbul’un farklı semtlerinde benzer çökme vakaları yaşanmıştı.
Yüksek inşaat mühendisi Cevdet Çentürk, bu tarz çökme olaylarının çoğunun temel nedeninin 2000 yılı öncesi yapılan binalarda kullanılan kalitesiz beton ve donatı sistemleri olduğunu vurguluyor. Yani beton, içindeki demiri (donatıyı) yıllar içinde nem ve su nedeniyle koruyamaz hale geliyor. Bu da zamanla donatının işlevini yitirmesine ve yapısal çöküşlere neden oluyor.
KOROZYON SESSİZCE YIKIMA HAZIRLIYOR
Çentürk’e göre balkonlar genellikle üst katlardan su alıyor ve yıllar içerisinde bu sızma, beton içindeki demirin çürümesine yol açıyor. Bu süreçte korozyon ilerledikçe beton da görevini yapamaz hale geliyor. Hatta bazı yapılarda inceleme yapıldığında midye kabuğu gibi kalıntıların bile bulunduğu, bu durumun betonun kalitesizliğini ortaya koyduğu belirtiliyor.
Çökme sadece balkonlarla sınırlı değil. İstanbul’da görünmeyen tehlikelerden biri de bodrum katlarındaki yalıtım eksiklikleri. Su izolasyonu yapılmamış, rutubetli bodrumlar da potansiyel risk taşıyor. Bu tür yapılar, olası bir İstanbul depreminde ciddi hasarlar alabilir.

ESKİ BİNALAR İÇİN HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?
Öncelikle binada henüz korozyon başlamadan, dış cepheden etkili bir yalıtım sistemi kurulması gerektiğini belirten uzmanlar, her yağmurda su alan betonun zamanla tüm taşıyıcı sistemini zayıflattığını ifade ediyor.
Yani sadece balkonun değil, tüm yapının durumu sorgulanmalı. Çünkü bu tarz çökmeler, binanın genel yapısal kalitesi hakkında ipuçları veriyor. İstanbul’daki pek çok eski bina, yalnızca balkon çökmesiyle değil, büyük bir depremde tümden çökme riskiyle karşı karşıya.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN ZAMANI GELDİ DE GEÇİYOR
Bu olaylar aslında büyük resmin küçük bir parçası. Uzmanlar, İstanbul’da acil bir yapı denetimi ve kentsel dönüşüm seferberliği gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde sadece balkonlar değil, canlar da göçebilir.