Moskova’da bu yıl gerçekleşen moda haftası, sadece podyuma değil, kolektif hafızaya da derin bir iz bıraktı. Türk moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu, 2027 Sonbahar/Kış koleksiyonu “West of Eden” ile yalnızca kıyafet değil, bir ideoloji sundu: göğe değil, toza karışan kadınların sesi olabilmek.
Bu koleksiyon bir defileden öte; geçmişin sessizleştirilen kadınlarını bugünün görkemli ışıklarına taşıyan bir anlatıydı. Amerikan Batı kültürünün erkek egemen söyleminden sıyrılarak cowgirl figürünü yeniden tanımlayan Erdemoğlu, kadınların bastırılmış kimliklerini sahneye taşıdı. Her parça, ataerkil kalıplara bir isyan, her yürüyüş bir direniş gibiydi.

cowgirl mitinin yeniden doğuşu: west of eden ne anlatıyor?
Emre Erdemoğlu’nun “West of Eden” koleksiyonu, adını duyduğumuzda aklımıza gelen biblomsu cennet algısını kırıyor. Bu cennet, terk edilmiş değil; kadınlar tarafından yeniden inşa edilmiş bir coğrafya.
Tarih kitaplarının dip notlarında kalmış ama gerçekte kendi çağının öncüsü olmuş kadınlar koleksiyonun ilham kaynağını oluşturuyor: Annie Oakley, Lucille Mulhall, Calamity Jane… Bu isimler yalnızca figür değil; koleksiyonun omurgasını taşıyan ruhlar. Onlar, geçmişte toza karışmış ama bugün podyumda çığlık gibi yankılanan kadınlar.
Erdemoğlu koleksiyonla ilgili şöyle diyor:
“Eden’ın doğusunda günah vardı, ama Batı’sında bir devrim… Kadın artık hikâyenin nesnesi değil, öznesidir.”
renkler ve dokularla yazılmış bir şiir
“West of Eden” koleksiyonunun renkleri, klasik anlamda güzelliği değil, gerçekliği temsil ediyor. Her ton, kadınların yaşanmışlıklarını ve içsel gücünü sembolize ediyor:
kararmış toprak, tozlu gri, şarap kırmızısı, is grisi, kızıl bakır, gece siyahı, ay ışığı grisi… Bu tonlar, bir coğrafyanın dokusunu değil; bir zihniyetin evrimini temsil ediyor.
Kullanılan materyaller ise sadece estetik değil, felsefi bir seçim:
Deri, yün, ipek ve kürk, kadın kimliğindeki çok katmanlı yapıyı ve içsel çatışmayı dışa vuruyor. Sert kabuk ile hassas öz arasındaki denge, her parçada kendini hissettiriyor.
moskova'dan yankılanan ses: bu yalnızca bir defile değildi
Moda dünyası, kimi zaman kendini tekrar eden bir döngüye hapsolur. Ancak Emre Erdemoğlu’nun “West of Eden” koleksiyonu bu döngüyü kıran bir kırılma anı yarattı. Çünkü bu defile yalnızca trend belirlemedi; bir duruşun, bir kimliğin ve bir devrimin podyumdaki karşılığı oldu.
Moskovalı moda eleştirmenleri koleksiyonu “politik bir sanat eseri” olarak nitelendirirken, sosyal medyada “West of Eden” etiketiyle paylaşılan yorumların çoğu, koleksiyonun verdiği duygusal yoğunluğa dikkat çekti. Pek çok kişi için bu defile, modanın sadece giyilen değil, hissedilen bir şey olduğunu yeniden hatırlattı.