İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Kadınların sessiz çığlığı podyumda yankılandı: Emre Erdemoğlu’ndan unutulmaz koleksiyon

Kadınların sessiz çığlığı podyumda yankılandı: Emre Erdemoğlu’ndan unutulmaz koleksiyon

Emre Erdemoğlu, 2027 Sonbahar/Kış koleksiyonu “West of Eden” ile Moskova Fashion Week’te kadın devrimini podyuma taşıdı.

MUHABİR: Eray Aksoy

Moskova’da bu yıl gerçekleşen moda haftası, sadece podyuma değil, kolektif hafızaya da derin bir iz bıraktı. Türk moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu, 2027 Sonbahar/Kış koleksiyonu “West of Eden” ile yalnızca kıyafet değil, bir ideoloji sundu: göğe değil, toza karışan kadınların sesi olabilmek.

Bu koleksiyon bir defileden öte; geçmişin sessizleştirilen kadınlarını bugünün görkemli ışıklarına taşıyan bir anlatıydı. Amerikan Batı kültürünün erkek egemen söyleminden sıyrılarak cowgirl figürünü yeniden tanımlayan Erdemoğlu, kadınların bastırılmış kimliklerini sahneye taşıdı. Her parça, ataerkil kalıplara bir isyan, her yürüyüş bir direniş gibiydi. 

cowgirl mitinin yeniden doğuşu: west of eden ne anlatıyor?

Emre Erdemoğlu’nun “West of Eden” koleksiyonu, adını duyduğumuzda aklımıza gelen biblomsu cennet algısını kırıyor. Bu cennet, terk edilmiş değil; kadınlar tarafından yeniden inşa edilmiş bir coğrafya.

Tarih kitaplarının dip notlarında kalmış ama gerçekte kendi çağının öncüsü olmuş kadınlar koleksiyonun ilham kaynağını oluşturuyor: Annie Oakley, Lucille Mulhall, Calamity Jane… Bu isimler yalnızca figür değil; koleksiyonun omurgasını taşıyan ruhlar. Onlar, geçmişte toza karışmış ama bugün podyumda çığlık gibi yankılanan kadınlar.

Erdemoğlu koleksiyonla ilgili şöyle diyor:
“Eden’ın doğusunda günah vardı, ama Batı’sında bir devrim… Kadın artık hikâyenin nesnesi değil, öznesidir.”

renkler ve dokularla yazılmış bir şiir

“West of Eden” koleksiyonunun renkleri, klasik anlamda güzelliği değil, gerçekliği temsil ediyor. Her ton, kadınların yaşanmışlıklarını ve içsel gücünü sembolize ediyor:
kararmış topraktozlu grişarap kırmızısıis grisikızıl bakırgece siyahıay ışığı grisi… Bu tonlar, bir coğrafyanın dokusunu değil; bir zihniyetin evrimini temsil ediyor.

Kullanılan materyaller ise sadece estetik değil, felsefi bir seçim:
Deri, yün, ipek ve kürk, kadın kimliğindeki çok katmanlı yapıyı ve içsel çatışmayı dışa vuruyor. Sert kabuk ile hassas öz arasındaki denge, her parçada kendini hissettiriyor.

moskova'dan yankılanan ses: bu yalnızca bir defile değildi

Moda dünyası, kimi zaman kendini tekrar eden bir döngüye hapsolur. Ancak Emre Erdemoğlu’nun “West of Eden” koleksiyonu bu döngüyü kıran bir kırılma anı yarattı. Çünkü bu defile yalnızca trend belirlemedi; bir duruşun, bir kimliğin ve bir devrimin podyumdaki karşılığı oldu.

Moskovalı moda eleştirmenleri koleksiyonu “politik bir sanat eseri” olarak nitelendirirken, sosyal medyada “West of Eden” etiketiyle paylaşılan yorumların çoğu, koleksiyonun verdiği duygusal yoğunluğa dikkat çekti. Pek çok kişi için bu defile, modanın sadece giyilen değil, hissedilen bir şey olduğunu yeniden hatırlattı.