Kars'ın doğal zenginlikleri ve arıcılıkla ilgili ilginç bir hikaye var. Emekli öğretmen Ali Yağışan, ‘Ali Hoca Bal’ markasıyla sadece bal üretmekle kalmıyor, aynı zamanda bir yaşam felsefesi de inşa ediyor. 30 yılı aşkın bir süredir arıcılık yapan Yağışan, arıların yaşam döngüsünü gözlemleyerek onlarla arasındaki bağı derinleştiriyor.
Arıcılık ile Geçen Bir Ömür: Ali Hoca'nın Hikayesi
Ali Hoca’nın arıcılıkla olan aşkı, onu sadece bir üretici değil, aynı zamanda bir tabiatsever yapıyor. Kars ve Iğdır arasında mekik dokuyan Yağışan, arıların doğasını anladıkça onlara olan sevgisinin arttığını ifade ediyor. Arılar onun yaşamında birer anahtar görevi üstleniyor; onlarsız hayatın olamayacağını söylüyor. Bu felsefi bakış açısıyla, arıların yaşamın sürekliliği için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.
İklimden Nektara: Arıların Yolculuğu
Ali Yağışan, arıcılığını mevsimsel değişikliklerle uyumlu hale getiriyor. ‘İlkbahar aylarını 850 rakımlı Iğdır’da geçiriyorum’ diyerek başlıyor sözlerine. Mart ayı itibarıyla arıların polen toplamaya başladığını ve bu süreçte Kars'ın yüksek rakımlı bölgelerine taşındığını aktarıyor. Arılar, muazzam bir çiçek çeşitliliğiyle beslenerek, en kaliteli balı üretmek için titiz bir çalışma yürütüyor. Temmuz sonlarına doğru Kısır Dağı’na taşınarak doğanın en etkileyici çiçeklerinin nektarını toplamaya başlıyorlar.
Doğal Balın Sırları: Kalite ve Saflık
Ali Yağışan, balın üretimi sürecinde %100 doğal ve katkı maddesi kullanmadan çalıştığını vurguluyor. ‘Bu işi 30 yıldır çizgimi bozmadan devam ettiririm’ diyor. Türkiye’nin 7 bölgesine bal göndermekle kalmıyor, aynı zamanda doğayla iç içe yaşamı seçen müşterilere hitap ediyor. Onun için doğal yaşamın kalitesi, arılarının sağlığı ve ürettiği ballardaki lezzetle birleşiyor. Kış aylarında arıları dinlendirirken, onlarla olan bağı güçlendiriyor.