Türkiye'de son yıllarda hızla yükselen konut fiyatları, vatandaşları ev sahibi olmaktan uzaklaştırırken kiracı sayısında büyük bir artış yaşandı. TV100 canlı yayınında konuşan Sosyal Güvenlik Uzmanı Melis Elmen, bu durumu yalnızca alım gücü düşüklüğüyle değil, ev sahiplerinin kar amacıyla yaptığı tercihlerle de ilişkilendirdi.
KİRALIK EV SAYISI NEDEN PATLADI?
Melis Elmen'e göre Türkiye'deki birçok ev sahibi, sahip oldukları konutu yüksek fiyattan kiraya verip daha uygun fiyatlı başka semtlerde yaşamayı tercih ediyor. “Ben bu evi 60 bin liraya kiraya veririm, gidip 30 bin liraya başka yerde otururum” düşüncesi, kiracılık oranını doğrudan etkiliyor. Bu durum, yalnızca ihtiyaç değil aynı zamanda bilinçli bir ekonomik tercih olarak da öne çıkıyor.
Ev sahiplerinin bu hareketi, kiralık daire arzını artırırken kiraları da yükseltiyor. Devlet destekleri bulunsa da bireysel kâr güdüsü, konut piyasasını adeta şekillendiriyor.

KİRALIK ORANI TARİHİ SEVİYEDE
Araştırmalara göre Türkiye’de kiracı oranı son 20 yılda %24’ten %28’e yükseldi. Elmen, bu artışın yalnızca ev satın alamayan gençler ya da dar gelirli ailelerden kaynaklanmadığını, kar amacı güden ev sahiplerinin de bu orana dahil olduğunu belirtti.
DÜNYADA KİRALIK ORANI EN DÜŞÜK OLAN ÜLKELER
Melis Elmen’in aktardığına göre, kiracılık oranının en düşük olduğu ülkeler arasında Sırbistan, Litvanya ve Karadağ yer alıyor. Bu ülkelerde Sovyetler Birliği sonrası devlet eliyle verilen konutlar, halkı doğrudan ev sahibi yaptı. Türkiye’nin ise hiçbir zaman bu yapıda bir ülke olmadığını vurgulayan Elmen, "biz serbest piyasa ekonomisinde büyüdük, dolayısıyla durum bizde daha karmaşık" diyor.
TOKİ İLE SOSYAL KONUT HAMLESİ YETERLİ Mİ?
Her ne kadar TOKİ projeleriyle sosyal konut üretimi artsa da, konut alımına erişim her geçen gün zorlaşıyor. Özellikle artan faiz oranları, krediye ulaşımı güçleştiriyor. Elmen’e göre yakın gelecekte insanlar konutları bölüşerek, ortak tapulu evlerle ev sahibi olmaya çalışacak. Bu da Türkiye’yi yepyeni bir konut modeliyle tanıştırabilir.