İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Marka değil akıl kazandırır! Mert Başaran’dan şaşırtan tespitler

Marka değil akıl kazandırır! Mert Başaran’dan şaşırtan tespitler

Yatırım danışmanı Mert Başaran, gençlere yönelik ilgi çeken tavsiyelerine devam etti. Başaran, ekonomi sisteminden üniversitelerdeki ders içeriklerine, tüketim alışkanlıklarına kadar farklı alanlarda tavsiye verdi.

Bilgiye ulaşmanın altın değerinde olduğunu savunan yatırım danışmanı Mert Başaran, Türkiye'deki ekonomi sisteminden üniversitelerdeki ders içeriklerine, tüketim alışkanlıklarından iş yapma biçimlerine kadar birçok konuda dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Kendi üniversitesi olsaydı neleri değiştireceğini anlatan Başaran, sistemin teoriden çok pratiğe dayanması gerektiğini vurguladı.

BİLGİ SAHİBİ OLAN HER ŞEYE SAHİP OLABİLİR

Mert Başaran’a göre doğru bilgiye ulaşan kişi, hayatın her alanında kazanç sağlar. Ancak bugünkü eğitim sisteminin bu doğru bilgiyi sunmakta eksik kaldığını düşünüyor. Üniversitelerin yalnızca teorik bilgiyle sınırlı kalmasını eleştiren Başaran, sahada yetişmiş girişimcilerin, esnafların ders vermesini öneriyor. “Sadece Keyne’si öğrenmekle kalmamalı, Tahtakale’deki tüccarın zekâsı da analiz edilmeli” diyor.

GENÇLERİ TUTMANIN YOLU: EKONOMİYİ DÜZELTMEK

Türkiye’den gençlerin yurt dışına gitmesini durdurmanın tek yolunun ekonomik refahı artırmak olduğuna dikkat çeken Başaran, Avrupa’ya göçün sadece cazibe ile değil, Türkiye’deki zorluklarla da ilgili olduğunu vurguluyor. Ayrıca Avrupa’nın sadece pozitif yönlerini değil, orada yaşamanın zorluklarını da göstermek gerektiğini söylüyor.

EĞİTİM SİSTEMİ RİSKTEN KAÇINMAYI AŞILIYOR

Başaran, bugünkü eğitim sisteminin bireyleri girişimcilikten uzaklaştırıp “iyi çalışan” olmaya programladığını belirtiyor. Krizi, iflası, başarısızlığı o kadar anlatıyorlar ki, gençler risk almayı unutuyor. Oysa sokakta birkaç gün çalışan bir genç, ticareti kitaplardan daha hızlı öğrenebiliyor. Bu yüzden teorik bilgiyle pratik tecrübenin dengeli bir şekilde aktarılması gerektiğine inanıyor.

TÜKETİM TOPLUMU NASIL OLUŞTU?

Türkiye ekonomisinin kırılma noktalarını 1950’lerdeki Marshall yardımları ve 1980 sonrası serbest piyasa açılımları olarak gören Başaran, bu süreçlerin Türkiye’yi borçla yaşayan bir tüketim toplumuna dönüştürdüğünü söylüyor. Bugün gençlerin moda diye eskitilmiş ayakkabılara binlerce lira vermesini büyük bir sorun olarak değerlendiriyor.

MARKA TAKINTISINA ELEŞTİRİ

Başaran, “marka giymek zenginlik değil, borçla övünmektir” diyerek orta sınıfın tüketim yarışına girmesine karşı çıkıyor. Avrupa’da sıradan insanların bile sürdürülebilirlik ve tasarruf bilinciyle yaşadığını örnek veriyor. Gençlerin yaz aylarında çalışmasının karakter gelişimi açısından çok önemli olduğunu da ekliyor.