Oksijen Azaldı, Derin Deniz Canlıları Yüzeye Çekildi
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından yürütülen kapsamlı çalışmada, Marmara Denizi’nde özellikle son yıllarda artan kirlilik, alg çoğalması ve müsilaj gibi çevresel faktörlerin, deniz ekosistemini olumsuz etkilediği belirlendi. Balıkçılık Teknolojileri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Firdes Saadet Karakulak öncülüğündeki ekip, köpek balıklarının yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu vurguladı.
Köpek Balıkları Kıyıya Yaklaşıyor: Oksijen Seviyesi Alarm Veriyor
Derin denizlerdeki oksijen seviyelerinin ciddi biçimde düştüğünü belirten Prof. Dr. Karakulak, “Artık köpek balıkları kıyısal kıta sahanlığına doğru göç etmeye başladı. Derinlerdeki oksijen azalması, bu türlerin hem yaşam hem üreme alanlarını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
Köpek Balıkları Ekosistemin Sağlık Göstergesidir
Prof. Dr. Karakulak, köpek balıklarının doğada yavaş büyüyen ve az doğurganlığa sahip canlılar olduğunu vurgulayarak, bu türlerin azalmasının geri dönülmesi güç ekolojik bozulmalara yol açabileceğine dikkat çekti. “Bir ekosistemde büyük yırtıcılar varsa bu, o sistemin sağlıklı olduğunun göstergesidir. Marmara’da bu tablo artık tersine dönüyor” dedi.
Türler Kayboluyor: Orkinos ve Beyaz Köpek Balığı Artık Yok
Yapılan açıklamada, Marmara Denizi’nde beyaz köpek balığının artık görülmediği ve orkinos gibi büyük balık türlerinin tamamen kaybolduğu belirtildi. Mercan yataklarının tahribatı ve habitatların bozulması da bu sürecin hızlandığını ortaya koyuyor.
Çözüm Önerisi: Habitatlar Korunmalı, Kirlilik Azaltılmalı
Prof. Dr. Karakulak, Marmara Denizi’nin hâlâ kendini yenileyebilecek kapasiteye sahip olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu:
“Derin deniz habitatlarını döküm alanı olarak kullanmaktan vazgeçmeliyiz. İleri biyolojik arıtma sistemlerine geçerek kirlilik yükünü azaltabilir, derin deşarjları sona erdirerek Marmara’yı yeniden yaşanabilir hale getirebiliriz.”
Devlet Koruma Altında: 30 Tür Avlanmaya Kapatıldı
Türkiye’de yaklaşık 30 köpek balığı türü yasal olarak koruma altında bulunuyor. Hükümetin attığı bu stratejik adım, deniz ekosisteminin korunmasına yönelik güçlü iradenin en somut göstergesi olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, avcılığın yasak olduğu bu türlerin doğal yaşam alanlarının da acilen güvence altına alınması gerektiğini belirtiyor.