İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam Muhafazakâr elitler

Muhafazakâr elitler

Son günlerde modern dindarlık diye bir yaşam biçimi başladı. Ekonomik anlamda gelişen muhafazakâr kesimin, elit tabakası oluştu ve özellikle kadınları üzerinden bu ayırım iyice gün yüzüne çıktı.

Son günlerde modern dindarlık diye bir yaşam biçimi başladı. Ekonomik anlamda gelişen muhafazakâr kesimin, elit tabakası oluştu ve özellikle kadınları üzerinden bu ayırım iyice gün yüzüne çıktı.
Çok baskıdan ve ekonomik anlamda oluşan aşırı rahatlıktan dolayı kendi içlerinde yaşadıkları duygusal sarsıntıların dışa vurumu, toplumda alttan alta bir rahatsızlık oluşturmaya başladı.
Lüks ciplerle elit mekânlara takılan bu ağır makyajlı ve türbanlı hemcinslerimin sosyal medya hesaplarında her anlarını paylaşmaları ve on binlerce takipçilerine yediklerini giydiklerini göstermeleri İslamiyet’e ne kadar uyuyor sorusu soruluyor artık.
Üstlerindeki her parça kıyafetin asgari ücreti geçmesi, bir hırka diyen mütevazı peygamberimizin öğütlerine ters bir yaşam biçimi olması da toplumda konuşulmaya başlandı.
İçe kapanan ve kapatılan her birey bir yerden mutlaka patlak verecektir.
Türban baskısının patlama noktası da bu oldu.
“Türbanın tepesini ne kadar kabartırsa o kadar parası olduğu anlamına mı geliyor,” diye sormuştu bir teyze.
Başını, inancı için kapatan her kadın benim için değerlidir ve daima her hakkı için yanında olurum ki ailemin büyükleri olan annem ve teyzelerimin hepsinin başları kapalı. İnançlarından dolayı sade ve gösterişten uzak tülbentlerini takıyorlar.
Annem bir gün başından tülbendini çekip atmıştı, ağır makyajlı ve aksesuarlı bacıları görünce, “şunlar yüzünden başımdaki örtüden soğudum,” demişti.
Bu örtüleri, İslamiyet ve din adına takıp suiistimal etmelerine bu sitemim.
Örtülerin altına gizlenip her haltı yiyerek dinimize verdikleri zarara bu isyanım.
İslamiyet’in özü mütevazılık ve duruluktur. Bu yeni tür yaşam biçimi insanları rahatsız edecek duruma geldi.
Ağır makyajlı, gösterişli kıyafetler ve lüks araçlarla dolaşan kabarık türbanlı kadın kardeşlerimin, bu kendini gösterme merakını, ben buradayım tavırlarını ve muhafazakâr baskının getirdiği sebep sonuçlarını, toplum olarak çok düşünmemiz ve ders almamız gerekiyor.
İnancından dolayı başını örtmüş olan mütevazı hemcinslerimi özler oldum.
Yol yakınken bu toplumsal uyarılara dikkat etmemiz gerektiğini söylüyorum.
İnançlı gençler yetiştirmek için uygulanan baskıların gençleri deizme yani dine inançsızlığa götürdüğünü açık yüreklilikle bir Milli Eğitim Müdürü söylüyorsa, baskının yarattığı bu olumsuz yansımaları oturup konuşmalı ve düzeltmeliyiz.
Kırmadan dökmeden hakaret etmeden tartışalım ve özü sağlam bir inanç dünyası kuralım.
Mesele örtünmek değil, mesele gerçek İslam ışığında dünyevileşmek…
Bilin ki örtüler altında yaşadıklarınızla ve yansıttıklarınızla topluma ve dine zarar veriyorsunuz…