İlginç açıklamalarıyla sık sık gündeme gelen Dr. Oytun Erbaş, 2017 yılından bu yana kendi üzerinde uyguladığı deneysel uzun yaşam testlerinden bazılarını kamuoyuyla paylaştı. Erbaş, yalnızca beslenme değil, ilaç kullanımı, vitamin alışkanlıkları ve zihinsel denge konularında da oldukça çarpıcı tavsiyelerde bulundu. Ona göre uzun yaşamak, yalnızca sağlıklı yemekle mümkün değil.
“HER ŞEYİ DOĞRU YAPSANIZ BİLE KANSERİ ENGELLEYEMEYEBİLİRSİNİZ”
Erbaş, yapılan 100.000 doktorlu bir çalışmayı örnek göstererek, 10 yıl boyunca dengeli beslenen bireylerde bile kanser oranlarının düşmediğini belirtiyor. Ona göre sağlıklı beslenme elbette önemli ancak "ölümü ya da yaşlanmayı tek başına engelleyemez."
Bu deneysel yaklaşımların sonucunda "tek tip doğrular yerine riski bölüştürmek" gerektiğini vurgulayan Erbaş, her gün aynı besinleri tüketmenin ya da sürekli aynı ilacı almanın vücuda zarar verebileceğini belirtiyor.
VİTAMİN KULLANIMI: “HER GÜN DEĞİL, HAFTADA BİR”
Erbaş'a göre dışarıdan alınan vitaminlerin bazıları, beklenenin aksine zarar verebiliyor. Örneğin E vitamini prostat kanseri riskini, A vitamini ise akciğer kanseri riskini artırabiliyor. Dr. Erbaş’ın formülü ise net: “Vitaminleri her gün değil, haftada bir, pazartesileri alın. Hatta bir ay iç, bir ay ara ver.”
Bu uyarıların temelinde “vücudu yakma, burn-out etkisi yaratma” korkusu yatıyor. Ona göre, sürekli ilaç ve takviye alan vücut, bir süre sonra hiçbir tedaviye yanıt verememeye başlıyor.
ET, BALIK, SEBZE: “RİSKİ PAYLAŞIN, TEK TİP BESLENMEYİN”
Dr. Oytun Erbaş, beslenmede monotonluğu büyük risk olarak görüyor. Haftada bir kırmızı et, bir gün balık, bir gün tavuk, başka bir gün sebze yenmesini öneriyor. Özellikle yağlı proteinlerin vücudu hızla yaşlandırdığını belirterek, "eski Moğollar balıkla beslendikleri için 40 yaşında ölüyordu" örneğini veriyor.
MEZARLIK SUYU VE HAFIZA PROTEİNLERİ: SIRA DIŞI BİR BAKIŞ
Dr. Erbaş’ın en dikkat çeken açıklamalarından biri ise mezarlık sularının hafıza taşıdığı iddiası oldu. Bilimsel bir araştırmaya dayanan bu görüşe göre, hafıza proteinleri mezarda bile çözünmüyor ve doğaya karışıyor. Bu yüzden eskiden âlim mezarlarının başına elma ağacı dikilir, o meyvenin yiyen kişiye de bilgeliğin geçeceğine inanılırdı.
TİROİD VE YAŞLANMA: “DAHA AZ HORMON, DAHA UZUN YAŞAM”
Hipotiroide hastası olanlara da seslenen Erbaş, yaş ilerledikçe tiroit ilaçlarının dozunun azaltılmasının daha uzun ömür sağlayabileceğini savunuyor. “Vücut ne kadar yavaş çalışırsa, o kadar az enerji harcar ve daha az yaşlanır” diyerek tiroit hormonlarını “hızlandırıcı” olarak tanımlıyor.