İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yaşam “Tarih tesadüflerin toplamıdır, hesabı yoktur!”

“Tarih tesadüflerin toplamıdır, hesabı yoktur!”

“Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun."

“Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun."
Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu istemine, özlemine ve hasretine katılmamak mümkün değil.
Gel gör ki, başımız beladan belaya     giriyor.
Gönüllerimizdeki hasret, yüreklerimizi dağlıyor.
Kardeş kavgası bitmediği gibi, çeşitli şekillere sokularak, farklı renklere boyanarak büyüyerek devam ediyor.
Hiç bir kural ve yasa tanınmıyor, olan yasalar kimin için bilmiyorum.
Kutsallıklar yokmuş gibi, saygınlıkları hiçe sayılarak meşrulaştırılmaya         çalışılıyor.
Kurşun gibi ağır bir süreç.
Toplumsal huzur kaçalı, kaç yıl oldu!
İnanç boyutlu değerler sadece söylemde ve kitleler coşturulmak için mi acaba?
Bireysel çıkarlar ve mevki kapma toplumsal çıkarların üstünde tutulur gibi. Bu da belli ahlaksal değerlerin aşınmasını hızlandırmaktadır.
Anaların yürekleri, evlat acılarıyla yangın yerine çevrilmiş.
Kimi can derdindeyken, kimi adam sindirmeyle meşgul.
Kendini güvende hissetme, vatandaşın birinci sorunu haline gelmiş. Halkın yaşam umutları tükenmekte, daha büyük olayları çağrıştırıcı provaktif eylemler, ürkütücü olmaktadır.
Nasıl mı?
"Alevi'den şehit olmaz" diyen gerzekler bir yerlerini kaşıyacaklarına, toplumun hassas duygularını kaşımaya çalışıyorlar.
Ötekileri arıyor bazı hain gözler.
Ötekileştirme çabaları, yüreklerde korkuya, telaşa dönüştürülüyor...
İşsizlik rakamları hayli yüksek ve gelecek muğlak bir durumda.
Yani;
Umutsuz-amaçsız bir nesil bizi beklemektedir.
Siyaset arenası, sert, çirkin ve konuşmaya değmeyecek kadar sığ...
Kürt-Türk kavgası yetmemiş olacak ki; Alevi-Sünni kavgasıyla final oynanmak     isteniyor.
Bulanık suda balık avlamaya çalışanlar, iş başındalar. Ama birileri fay hatlarını harekete geçirme çabasında geri         durmuyor.
Geçmişte büyük acılara sebep olan, sağ-sol kavgalarının fitilinin ateşlendiğini idrak edebiliyor muyuz? Provaları görmeyen göz, duymayan kulak var mı?
Ey zaman ne günlere kaldık!
Çarkı-düzen bozuldu...
Napolyon "tarih tesadüflerin toplamıdır, hesabı yoktur" dese de, tarih mutlaka hesap isteyip, fişini kesecektir.
Demek insan, sadece balçıktan yaratılıp ilahi ruhtan üflenen ve konuşan bir varlık değilmiş. İnsan olmak yüce değerleri ve İblis'in değersizliklerini bir arada bulunduran iki zıt kavramdan ibaretmiş.
Gerisi hikaye...