İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yerel Haberler Devegeçidi barajı çöle döndü: Hayat sona eriyor!

Devegeçidi barajı çöle döndü: Hayat sona eriyor!

Devegeçidi Barajı’nda kuraklık su seviyesini düşürdü; göçmen kuşlar, balıklar ve yaban hayatı tehdit altında.

Diyarbakır'daki Devegeçidi Baraj Gölü'nde yaşanan kuraklık canlıları da olumsuz etkiliyor.

Devegeçidi Çayı üzerinde sulama amacıyla 1972'de kurulan ve 220 milyon metreküp su toplama hacmine sahip baraj gölündeki su seviyesinde, yağış yetersizliği, sıcak hava ve yoğun buharlaşmanın etkisiyle bu yıl normalin üzerinde bir düşüş yaşanıyor.

Göçmen kuşlardan balık türlerine, memelilerden kaplumbağalara kadar birçok canlının yaşam alanı olan baraj gölü havzasında AA ekibince geçen yıl ağustos ayı ile bu yıl eylül ayında kaydedilen görseller kuraklığın boyutunu gözler önüne serdi.

Kuşlar için önemli beslenme, konaklama ve üreme alanı olan, aynı zamanda tatlı su balıkçılığı ve tarımsal sulamada kullanılan baraj gölünde su seviyesindeki çekilme, yer yer kalan su birikintileri, göl tabanındaki çamurda besin arayan göçmen kuşlar ve bölgedeki hayvan sürüleri havadan görüntülendi.

- "Kuraklık olunca pek çok tür olumsuz etkileniyor"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karakaş, AA muhabirine, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin baraj gölünde etkisini net şekilde gösterdiğini söyledi.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin birbirinden farklı kavramlar olduğuna işaret eden Karakaş, "Atmosferin ısınması, sera gazları ve yanlış tarımsal uygulamalar küresel ısınmanın birer yansımasıdır. İklim değişikliği ise bunun sonucu olarak ortaya çıkan yağış rejimindeki değişiklikler, ekstrem doğa olaylarıdır. Mesela ağustos ayında dolu yağması gibi olayları iklim değişikliğinin göstergesi olarak sayabiliriz. Şu an gerek ülkemizde gerek bölgemizde bunun en belirgin etkisi, su kaynakları üzerindedir." dedi.

Karakaş, artan sıcaklık ve buharlaşma nedeniyle pek çok sulak alan ve tatlı su kaynağındaki su seviyesinde ciddi azalmalar görüldüğünü ifade ederek, bu kaynakların azalmasının, kuşlar, memeliler ve iki yaşamlılar (amfibiler) dahil pek çok türün olumsuz etkilenmesine sebep olduğunu kaydetti.

Devegeçidi Baraj Gölü'nün sulama dışında da doğaya ve yaban hayatına katkı sağladığını belirten Karakaş, şunları dile getirdi:

"Üreme mevsiminde, göç döneminde ve kış mevsiminde birçok kuş türü burayı beslenmek, üremek ve konaklamak için kullanıyor. Bu konuda elimizde ciddi veriler var. Özellikle ilkbahar yağışlarının yetersiz olması ve yaz aylarının mevsim normallerinin üzerinde sıcak geçmesi nedeniyle barajdaki suyun azalması kaçınılmaz. Kışın da yeterli kar yağışı gerçekleşmezse buharlaşmayla birleştiğinde alan ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalır. Bu durumdan kuşlardan memelilere kadar tüm canlılar etkilenir. Kuraklık olunca pek çok tür olumsuz etkileniyor."

- "Su kaynaklarının korunması canlıların geleceği için zorunluluktur"

Suyun korunmasının ve israf edilmemesinin hem insanlar hem de yaban hayatı için hayati önem taşıdığını vurgulayan Karakaş, bütün doğal dengenin birbiriyle ilişkili olduğunu anlattı.

Karakaş, şöyle dedi:

"Sulama amaçlı kullanılan bu barajda, yabani unsurları da dikkate alarak entegre bir stratejinin izlenmesi faydalı olacaktır. Örneğin, yağış az ve buharlaşma fazlaysa sulamaya daha az miktarda su ayrılabilir veya başka barajdan takviye yapılabilir. Bu şekilde alanın tamamen kurumasının önüne geçilebilir. Tatlı su kaynaklarının korunması, suyun israf edilmemesi hem bizim hem de doğada yaşayan canlıların geleceği için zorunluluktur."

Son yıllarda bu gibi benzer tablolarla karşılaşmanın artık sürpriz olmadığını ifade eden Karakaş, suyun korunmasına yönelik stratejik eylem planlarının çoğaltılarak hayata geçirilmesinin canlı yaşamı için önemli olduğunu kaydetti.