İçlerinde, hakim, savcı, gazeteci, siyasetçi, işadamı eski belediye başkanları da olan binlerce konut sahibi aylık aidat ödemlerini tıpış tıpış yaptı. Asansör parası, peyzaj parası, dergi parası, şu parası bu parası dendi, itiraz eden olmadı.
*
Yüz elli altı bloğun tamamına kaçak su şebekesi düzeneği yerleştirildi, ayıptır, günahtır, kul hakkıdır, diyen olmadı.
*
Sahte vekaletlerle başkasının adına imza atıldı, site yönetimi aynen bu şekilde seçildi, bi durun diyen olmadı.
*
Bir gün…
*
Sözde hırsızlık iftirasıyla işten atılan site personeli Ahmet Sarı, elinde ne var ne yok hepsini ofisime getirdi, İhlas Marmara Evleri 1.Kısım’da yaşanan rezaleti enikonu anlattı. Anlattıkları belgeli olunca, doğal olarak ahalinin duyabileceği bir şekilde en ince ayrıntılarına varana kadar peşpeşe haberler yapmak da bana düştü.
*
Bu esnada…
*
İSKİ, bir yığın okumuş adamın başlatmaya cesaret edemediği şikayet sürecine bismillah diyen Ahmet’in yoğun baskıları sonucunda, kaçak şebeke düzeneğini tesbit etti, 156 blok yerine sadece bir tanesine ceza kesti, mevzuyu da bu şekilde sümen altı etti.
İşinden atılan Ahmet, evinin rızkını sağlamak için bir yandan sağa sola boya badana işlerine gitti, bir yandan da site yönetiminin çevirdiği alengirli işlerden muzdarip olan diğer site sakinleriyle bir araya geldi, hukuk sürecini başlattı. Site yönetimi de boş durmadı, her ay milyon doların döndüğü yönetim sistemini kaptırmamak için karşı davalar açtı.
*
Şikayetlerden bunalan, iyice köşe sıkışan site yönetimi, altın vuruşu yapacak alçakça bir iftiraya soyundu, kendi hallerinde yaşayan, site yönetiminden şikayetçi bir grupla birlikte Ahmet Sarı’yı FETÖ mensubu olmakla itham etti, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na bunlar FETÖ’cü, site yönetimini ele geçirmek istiyorlar, dedi.
Bitti mi? Bitmedi…
*
O günlerde, telefonumu arayan bir polis memuru, ifade vermeniz gerekiyor, emniyete gelin, dedi. Gittiğimde, hakkımdaki şikayetin İhlas Marmara Evleri 1.Kısım tarafından yapıldığını, FETÖ’cü bir grupla site yönetimini devirmeye çalışmakla itham edildiğimi, grubun, medya ayağı olduğumun iddia edildiğini filan söyledi. İfade verme aşamasına geçildiğinde ise yanlışlıkla çağrıldığımı, karşı tarafın delillerini sunmasının beklendiğini, mevzunun tahkikat aşamasında olduğunu belirtti, dolayısıyla da yapılacak bir işlem olmadığını söyledi.
Emniyetten çıktıktan sonra, site yönetim kurulu başkanını arayarak “Bu iftirayı neden attınız” diye sordum, “Konuşacak bir şeyim yok” dedi, telefonu alelacele yüzüme kapattı, o iftiracı zat-ı muhteremle bir daha konuşmak da nasip olmadı.
*
Neyse, mevzuyu fazla uzatmayayım, site yönetimi yine o sıralar yasal olmadığı gerekçesiyle aidatını ödemeyen bir kat malikini icraya verdi, konu davalık oldu, yerel mahkeme toplu yapıya geçilmediğinden dolayı aidat alınamayacağına hükmetti, yönetim de konuyu yüksek mahkemeye taşıdı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi, site yönetimi itirazını reddetti, kısaca aidat maidat toplayamazsın kardeşim, dedi.
*
Özetle…
*
On binlerce insanın yaşadığı bir sitede ahalinin hakkını savunmak, kala kala sıradan bir emekçiye ve bir grup destekçisine kalmıştı, onlar da gereğini yaparak haksız bir şekilde saadet zinciri süren site yönetimini hukuk karşısında dize getirdi.
Fakat…
İftira atmayı meziyet sayan bu rant grubu, yarın bir gün aleyhlerinde karar veren yerel mahkeme ve yüksek mahkeme üyeleri hakkında da bunlar FETÖ’cü, site yönetimini ele geçirmeye çalışanların yargı ayağı der mi, yeminle, iftira atma potansiyelleri yüksek olduğu için der mi, der…
*
Film senaryosuna taş çıkartacak olaylar serisinde anlattıklarımdan ille de aklında bir şeyler kalmasını istiyorsan, Ahmet Sarı ve bir grup arkadaşının haksızlık karşısında gösterdiği dişe diş hukuk mücadelesini hafızana not et, yeterli…
Zira, onlar…
Gücün, haksızlığın, iftiranın karşısında elif gibi dik durmayı başarabilen, bir çoban ateşinin nadiren rastlanan yerel ateşleyicileri. Adı, İhlas olan bir yerleşim projesinde ihlası hakim kılan hak savunucuları…
Toprağı bol olsun, merhum Enver abi tüm bu yaşananlara şahit olsaydı, bir dönem genel müdürü ve şirket ortağı yaptığı İhlas site yönetim başkanını sopayla kovalar, haksızlık karşısında direnen İhlas sakini, İhlaslı Ahmet ve diğerlerini de mükafatlandırırdı, ya da ben öyle sanıyorum…
İçlerinde, hakim, savcı, gazeteci, siyasetçi, işadamı eski belediye başkanları da olan binlerce konut sahibi aylık aidat ödemlerini tıpış tıpış yaptı. Asansör parası, peyzaj parası, dergi parası, şu parası bu parası dendi, itiraz eden olmadı.
