“Tutuklu yargılama cezalandırmaya dönüştü”
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, 6 Şubat depremleriyle ilgili yargı süreçlerinde teknik meslek gruplarına yönelik adil olmayan uygulamaların devam ettiğini belirtti.
Güçyetmez, yakın zamanda tutuklu bir mühendis üyelerinin cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmesi üzerine yaptığı açıklamada, “3 yıla yaklaşan süreçte gerçek sorumlular ceza almazken, teknik insanlar tutuklanarak adeta cezalandırılıyor. Bu haksızlık ne zaman sona erecek?” dedi.
“İhtisas mahkemeleri kurulmalı”
İMO Başkanı, mühendislerin tutuklu yargılanmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, şu çağrıda bulundu; “Elbette suç varsa ceza olmalı. Ancak, o günün yönetmeliklerine göre görevini yerine getirmiş mühendis ve mimarlarımız, uzmanlık gerektiren davalarda ihtisas mahkemeleri olmadan yargılanıyor. Bu durum, artık vicdanları sızlatmaktadır.”
“Deprem değil, ihmaller öldürür”
Güçyetmez, 6 Şubat depremlerinin boyutlarının yalnızca teknik hatalarla açıklanamayacağını vurguladı; “Bu yıkım sadece projelendirme hatası değil; denetim eksiklikleri, imar afları, şehir planlama zaafları ve kamu denetimindeki çöküşün sonucudur. Ama bugün tüm sorumluluk inşaat mühendislerine yükleniyor. Sistem çökerken günah keçisi meslektaşlarımız oldu.”
“Adalet sistemi suçsuzu da korumalıdır”
İMO açıklamasında, adil yargılamanın sadece suçluyu cezalandırmak değil, suçsuzu da korumak anlamına geldiğini vurguladı; “Eksik ve teknik yeterlilikten uzak bilirkişi raporlarına dayalı cezalar sadece meslektaşlarımızı değil, hukuk sistemini de tehdit ediyor. Deprem yargılamalarında alanında uzman, saha deneyimi olan bilirkişiler kullanılmalı, tutuklu yargılamalar son bulmalıdır.”
Güçyetmez, haksız yere yargılanan mühendislerin ülkenin kalkınmasında büyük rol oynadığını hatırlattı; “Bugün ağır cezalar alan birçok mühendis, onlarca yıllık deneyime sahip, temiz sicilli, işini hakkıyla yapmış insanlardır. Onların cezalandırılması, yalnızca bireysel değil, ulusal bir teknik kayıptır. Bu kararlar ne hukukla ne de vicdanla bağdaşır.”
Güçyetmez, adil bir sistemin kurulmasının siyaset kurumu açısından da bir sorumluluk olduğunu belirterek, milletvekillerine şu mesajı verdi; “Bir milletvekilinin en büyük görevi yalnızca yasa çıkarmak değil, demokrasinin temelini sağlam atmaktır. Bu sadece bugüne değil, yarına ve gelecek kuşaklara karşı da vicdani bir borçtur.”