İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yerel Haberler Sedyeden düşüp ölen hastanın eşi konuştu: Olaydan sonra sedyeyi attılar

Sedyeden düşüp ölen hastanın eşi konuştu: Olaydan sonra sedyeyi attılar

Sedyeden düşerek hayatını kaybeden Muharrem Demir'in eşi "Sonradan o sedyeyi kaldırıp attılar. O sedye değişti, başka sedye geldi." dedi.

KAYNAK: DHA

Ankara'da hastanede muayeneye götürülürken sedyeden düşerek hayatını kaybeden Muharrem Demir'in (91) eşi Meliha Demir (82), ihmal olduğunu söyleyerek, "Sonradan o sedyeyi kaldırıp attılar. O sedye değişti, başka sedye geldi. O zaman o sedye olmasaydı keşke" dedi.

Yenimahalle ilçesindeki Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Dahiliye Servisi'nde tedavi gören Muharrem Demir, 15 Mart'ta aynı hastanenin ek binasındaki göz polikliniğine götürülürken sedyeden düştü. Başına aldığı darbe nedeniyle beyin kanaması geçiren Demir, yoğun bakımda 5 gün sonra yaşamını yitirdi. Olay güvenlik kamerasına yansırken; hastanın düştüğü sırada yanında bulunan hasta bakıcılar Bayram S. ve İsa K. ile hemşire Satı T.'nin sedyeyi ayarlamaya çalıştığı görüldü.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hastanın ölümünün ardından hemşire Satı T. ile 2 hasta bakıcı hakkında "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçundan soruşturma başlatıldı. Güvenlik kamerası kayıtları da soruşturma dosyasına girdi.

'SEDYE İLE UĞRAŞIRKEN DÜŞTÜ'

Muharrem Demir, Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Olay anında hastanede bulunan Meliha Demir, eşinin baş ve göz ağrısı nedeniyle hastaneye başvurduklarını anlatarak, "7 Mart'ta hastaneye yattı. Bir hafta sonra, "Ben iyiyim, doktor gelsin beni bir de göze götür diyeceğim" dedi. Doktor da muayeneye geldi, "Tamam" dedi. Sedye ile ambulansa koydular. Doktorların yanına indik. "Hangi doktora dediler'. Ben de 1 numaralı doktor dedim. Ambulanstan indirdiler, sedyeyle uğraştılar. O yana bu yana uğraştılar. Sonra aşağı kafasının üstüne düştü. Hemen orada soluğu kesildi. Ağzında kan geldi. Kan gelince "Hiç dokunmayın" dediler. "Boynu da kırılabilir" dedi doktorun biri. Zar zor soluk almaya başlayınca tekrar sedyeye koydular. Film çekmeye götürdüler. Dediler ki; "Beynine kan damlamış." Ondan sonra tekrar geri yatağa çıkarttılar. Başka hastaneleri aradılar. Hiçbir yerde yer yokmuş. 3-4 gün de yoğun bakımda yattı. Ondan sonra kaybettik" ifadelerini kullandı.

Görevliler sedyeyi ayarlamaya çalışırken eşinin düştüğünü belirten Meliha Demir, "Sedyeye benzer bir hali yoktu. Ayar yapıyorlardı, biraz aşağı insin diye. Bana kızıyorlar, "Keşke göze götürmeseydin" diye. Dünyam yıkıldı, keşke ben ölseydim de o kalsaydı. Aslında ben onların da ceza almasını pek istemiyorum. Evet, ihmal çok. Sonradan o sedyeyi kaldırıp attılar. O sedye değişti, başka sedye geldi. O zaman o sedye olmasaydı keşke. Ceza alsalar günahtır; onlar da aile besliyor, onlar da çabalıyorlar. Onların bana bir kastı, garezi yoktu ki. Yine de adalet bilir. Ben bir şey demiyorum" dedi.