İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Yeni Birlik Gazetesi Yerel Haberler Troya Antik Kenti'nde yeni keşif: 3 bin 500 yıllık ok ucu ve aşık kemiği bulundu

Troya Antik Kenti'nde yeni keşif: 3 bin 500 yıllık ok ucu ve aşık kemiği bulundu

Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde yaklaşık 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip Troya Antik Kenti kazılarında 3 bin 500 yıllık ok ucu ve aşık kemiği ile "bız" olarak bilinen sivri uçlu kumaş ve deri delme aparatına ulaşıldı

KAYNAK: AA

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Kültür Miras Listesi'nde yer alan ve resmi kazıları 1870'li yıllarda başlayan, pek çok arkeolojik keşfin yapıldığı Troya'da çalışmalar 12 aylık dönemde sürüyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve ana sponsor İÇDAŞ AŞ'nin sağladığı imkanlarla yürütülen kazılardaki buluntular arkeologlara önemli ipuçları veriyor.

Kazı heyeti başkanı ve ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, AA muhabirine, bu sene "Son Tunç Çağı kalesi" olarak adlandırdıkları prehistorik höyüğün içinde farklı alanlarda çalıştıklarını, bununla önceki kazılardaki bazı sorulara cevap verebilmeyi amaçladıklarını söyledi.

Şu anda kazı yapılan yerde "Troya 6" ve "Troya 7" olarak tanımladıkları ve Homeros Troyası ile ilişkilendirilen, milattan önce 1500-1600'lerde başlayıp 1200'lere kadar devam eden savunma duvarı ve saray yapılarının kronolojik ilişkilerini anlamayı ve spesifik olarak daha iyi tarihlendirmeyi amaçladıklarını anlatan Aslan, şu bilgileri verdi:

"Troya'nın en büyük saray yapılarından biri olan ve 1893-1894'te keşfedilmiş ama daha sonra 1930'lardaki Carl Blegen dönemi kazılarında açığa çıkarılmış '6 M Sarayı' olarak tanımlanan en büyük saray yapılarından birinin önünü kazıyoruz. Sağımızda da Troya 6 kale duvarı var. Bu ikisi arasındaki sur yapısı ile saray yapısı arasındaki dolguyu, bunların arasındaki ilişkiyi anlamak için çalıştık. Önceki dönem kazılarının topraklarını kaldırdık. İlginç bir şekilde burada bizim Son Tunç Çağı olarak tanımladığımız kontekste birçok kemik buluntu karşımıza çıktı. Sürpriz şekilde ok uçları, kemik bızlar ve bir aşık kemiğini aynı konteks içinde bir arada bulduk. Bunların müzeye verilmesi öncesi temizlenmesi ve iyice anlaşılması için laboratuvar çalışmalarına başladık."

"Bunların hepsi aynı tabakadan birbirine bağlantılı şekilde çıktı"

Prof. Dr. Aslan, buldukları kemikten yapılmış iki ok ucunun iyi korunmuş durumda olduğunu dile getirdi.

Bunların hem av hem de savaş için kullanıldığını söyleyen Aslan, "Bir okun ucuna takılarak kullanılıyor. Arkeolojik tahribat tabakalarında da bu tür ok uçlarına rastlayabiliyoruz. Deri işlemede, deriden yağ çıkarmada kullanılan bızlar var. Troya'da çok fazla görmediğimiz aşık kemiği çıktı. Bunların hepsi aynı tabakadan birbirine bağlantılı şekilde çıktı." diye konuştu.

Aslan, büyük ihtimalle aynı mekanın içinde olduğunu değerlendirdikleri bu buluntuların kendilerini şaşırttığını ve sevindirdiğini belirtti.

Aşık kemiğinin Neolitik dönemden itibaren oyun için kullanıldığını bildiklerini ifade eden Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada bunun güzel bir örneğiyle karşı karşıyayız. İki yüzeyi düzeltiliyor ve çok net bir şekilde bunu görebiliyoruz. Tabiri caizse bir zar oyunu gibi kullanıldığını biliyoruz. Bu, yaklaşık 3 bin 500 yıllık aşık kemiği oyununun bir parçası. Bunların sayısı bazı yerlerde çok çok daha fazla. Bu da son dönemde karşımıza çıkan ünik, ilginç buluntulardan biri. Aşık kemiği, at ya da farklı büyükbaş hayvanlarının aşık kemiklerinin yüzeyleri düzeltilerek kullanılıyor. Daha önceki kazılarda da bu tür buluntular karşımıza çıkmıştı. Bu buluntu, son 10 yılda yaptığımız kazılarda ortaya çıkan ilk ve tek aşık kemiği."

Buluntuların, özellikle saray yapısı denilen savunma duvarının iç duvarındaki mekanlara ait olduğunu aktaran Aslan, "Bunlar sıradan buluntular değil, her yerde bulamıyorsunuz. Yönetici sınıfının yaşamış olduğu düşünülen yerlerde karşımıza çıkıyor." dedi.