Avrupa pes etti: Türkiye’nin stratejik gücü Eurofighter kapısını açtı
Türkiye'nin artan bölgesel ve küresel etkisi, yıllardır savunma alanında kısıtlamalar getiren Avrupa ülkelerini geri adım atmak zorunda bıraktı. Ankara'nın kararlı diplomasi hamleleriyle şekillenen süreçte, Avrupa Birliği ülkeleri Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının Türkiye’ye satışına onay verdi. Türkiye’nin 44 adet Eurofighter tedarikine yönelik attığı adım, sadece askeri alanda değil, uluslararası siyasette de dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Ankara’nın tercihi bir savunma hamlesinden fazlası
Türkiye’nin İngiltere ile yaptığı savunma iş birliği kapsamında Eurofighter alımına yönelmesi, uzmanlara göre sadece teknik değil, aynı zamanda stratejik bir tercih. Emekli Hava Tümgenerali Osman Yıldırım, özellikle İsrail ile yaşanan gerilimlerin ve Ege-Kıbrıs hattında artan tehdit potansiyelinin bu kararda etkili olduğunu belirtti.
Yıldırım, “İsrail bu süreçte her yolu denedi ve Avrupa’dan bu uçakların satışını engellemeye çalıştı ancak başarılı olamadı. Bu anlaşmanın psikolojik karşılığı da çok büyük. Bugün Türkiye, ABD’den sonra Batı dünyası ve Orta Doğu’daki en etkin hava gücü konumundadır. Bu adım, ANKA öncesi önemli bir taktik hamledir” değerlendirmesinde bulundu.
Operasyonel yazılımda Türk mühimmatı şartı
Yıldırım, alınacak uçaklara Türk mühimmatlarının entegre edilebilmesinin operasyonel açıdan kritik olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Bekleme lüksümüz yok. Sadece Eurofighter değil, tüm sistem entegre şekilde alınmalı. Maliyet-etkinlik açısından da oldukça doğru bir tercih. Ayrıca Katar’ın bu uçakları kullanıyor olması bizim için bir avantaj. Havacılıkta şöyle bir ayrım yapılır: Bazı ülkeler bu jetleri sadece uçurur, bazıları ise savaştırır. Türkiye, her şartta savaşan ve sahada etkinlik gösteren bir ülkedir. Bu yönüyle ayrışıyoruz.”

Avrupa dengeleri yeniden kuruyor
Avrupa’da Türkiye’ye yönelik yaklaşım da değişim içinde. Türk kökenli siyaset bilimci Yasin Baş, AB ülkelerinin Türkiye’nin jeopolitik önemini yeniden değerlendirdiğini söyledi. Baş, özellikle Almanya’nın başını çektiği ülkelerin, Türkiye ile diyaloğu güçlendirme ve karşılıklı çıkarları koruma yönünde adımlar attığını ifade etti.
“Avrupa, stratejik önceliklerini yeniden şekillendiriyor” diyen Baş, Türkiye’nin ulaştığı küresel rolün altını çizerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“AK Parti iktidarları döneminde Türkiye, yalnızca bölgesel değil küresel bir aktöre dönüştü. Orta Doğu, Afrika, Asya-Pasifik, Kafkasya ve Karadeniz’de Türkiye’siz kurgulanacak hiçbir denklem eksiksiz ve sonuç verici olamaz. Bu gerçek, Avrupa başkentlerinde de artık kabul görüyor.”
Sahada ve masada etkin bir aktör
Türkiye'nin diplomatik etkisi yalnızca müzakere masalarında değil, aynı zamanda sahadaki varlığıyla da kendini gösteriyor. Suriye, Libya ve Filistin gibi kriz bölgelerinde Ankara’nın aktif rolü, onu yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de vazgeçilmez kılıyor.
Uzmanlar, Eurofighter anlaşmasının bu büyük dönüşümün sadece bir yansıması olduğunu, asıl değişimin Türkiye’nin uluslararası sistemdeki rolüyle ilgili olduğunu vurguluyor.