Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Manisa İş Dünyası Buluşması'nda yaptığı konuşmada, küresel ekonominin çalkantılı bir dönemden geçtiğini ve üretim coğrafyalarının sürekli yer değiştirdiğini belirterek, Türkiye'nin bu zorlu süreçteki performansına dikkat çekti. Yılmaz, iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelmeyi bir öncelik olarak gördüğünü vurguladı.
Tarihi Eşik: İtalya Geride Kalıyor
Yılmaz'ın paylaştığı verilere göre, Türkiye ekonomisi 2002'deki 238 milyar dolarlık hacminden, bu yıl sonunda 1,5 trilyon dolar seviyesine ulaşmayı hedefliyor. Kişi başı gelirin ise aynı dönemde 3 bin 600 dolardan 17 bin doların üzerine çıkması bekleniyor.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) son Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'na atıfta bulunan Yılmaz, Türkiye'nin dünya ekonomi ligindeki sıralamasını yükseltme potansiyelini gözler önüne serdi. IMF tahminlerinin gerçekleşmesi durumunda Türkiye, nominal dolar bazında dünyanın 16. büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre 11. büyük ekonomisikonumuna yükselecek. Bu sıçrama, aynı zamanda Türkiye'yi ilk kez hacim olarak İtalya'nın önüne geçirecek ve Avrupa'nın 4. büyük ekonomisi yapacak.
90 Milyar Dolarlık Deprem Yüküne Karşın Sıkı Bütçe Disiplini
Ekonomik büyümenin yanı sıra mali disipline de değinen Yılmaz, Türkiye'nin bütçe açığı ve borç stoku yönetiminde uluslararası alanda en iyi performansı gösteren ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Son üç yılda yaşanan büyük deprem felaketinin devasa bir mali yük getirdiğini anlatan Yılmaz, "Depreme tam 90 milyar dolar (yaklaşık 3 trilyon lira) harcadık," dedi. Bu harcamanın sadece konut yapımıyla sınırlı kalmayıp, altyapı, okul, hastane ve organize sanayi bölgelerini içeren kapsamlı bir şehir yeniden imar sürecini kapsadığını vurguladı.
Bu ağır yüke rağmen, bütçe açığının milli gelire oranının deprem harcamaları dahil %3,6 seviyesinde tutulacağını belirtti. Kamu borç stokunun milli gelire oranının ise Avrupa Birliği tanımlarına göre sadece %24,1 seviyesinde olduğunu, bu oranın Avrupa ortalaması olan %80'lerin çok altında kaldığını ekledi.
Enflasyonda Zirve Geride Kaldı: 2027'de Tek Haneli Hedef
Halkın en büyük meselesinin enflasyon olduğu tespitini yapan Yılmaz, hükümetin temel politika çerçevesini "Milletin sorunu neyse bizim de önceliğimiz odur" sözleriyle özetledi.
Enflasyonun 2024 Mayıs ayındaki %75,5'lik zirve noktasından sonra başlayan dezenflasyon sürecine dikkat çekildi. Eylül ayında gerçekleşen %33,3 seviyesi ile 42 puanlık bir düşüş kaydedildiğini aktaran Yılmaz, yıl sonunda %30'un altını görme hedefini koruduklarını belirtti. Orta vadeli hedefler ise net: Gelecek yıl %20'nin altı ve 2027'de tek haneli rakamlarla enflasyonu kalıcı olarak düşürmek.
Yılmaz, bu hedefe ulaşmak için yalnızca para politikalarının değil, maliye politikaları ve yapısal reformları da içeren bütüncül bir politika çerçevesi uygulandığının altını çizdi.
