Bölgesel Ekonomik Girişimden Stratejik Güvenlik Platformuna
Avrupa’nın güvenlik mimarisi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından en keskin dönüşümlerinden birini yaşıyor. NATO’nun doğu kanadındaki savunma refleksleri güçlenirken, yalnızca askeri değil, ekonomik ve altyapısal entegrasyon projeleri de stratejik önem kazandı. Bu bağlamda 2015 yılında Polonya ve Hırvatistan öncülüğünde kurulan Üç Deniz İnisiyatifi (3SI), bugün sadece kalkınma odaklı bir bölgesel platform değil, Avrupa’nın doğusunda gelişen alternatif bir güvenlik zemini olarak da şekilleniyor.
Amerikan Desteğiyle Pekin ve Moskova’ya Karşı Bir Denge Unsuru
İnisiyatife Almanya, ABD, Japonya ve Avrupa Komisyonu’nun stratejik ortak statüsüyle katılımı, Batı'nın bu projeye verdiği ağırlığı gözler önüne seriyor. ABD, yalnızca ekonomik yatırım desteği sunmakla kalmadı, aynı zamanda bölgedeki Çin etkisini dengelemek için bu yapıyı jeopolitik bir araç olarak da gördü. Washington, 3SI fonuna doğrudan finansman sağlayarak, hem ekonomik ağların şekillenmesinde söz sahibi olmayı hem de NATO’nun doğu kanadını tamamlayacak yeni bir güvenlik halkası oluşturmayı hedefliyor.
Türkiye: Üyelik Dışı Etkin Bir Güvenlik Aktörü
3SI'nin resmi üyesi olmayan Türkiye, Karadeniz güvenliğinde oynadığı rol, enerji projeleriyle bölgeye kattığı değer ve NATO kapsamındaki savunma işbirlikleriyle inisiyatifin doğal bir paydaşı konumunda. Ankara, özellikle Romanya, Bulgaristan ve Polonya ile artan ikili ilişkileri ve Karadeniz güvenliğine yaptığı katkılarla, inisiyatifin çevresel değil merkezî bir oyuncusu haline geliyor. Türkiye’nin olası gözlemci ya da ortak statüsüyle sürece daha resmî biçimde entegre edilmesi, sadece bölge ülkeleriyle değil, AB ve NATO ile de ilişkilerini yeni bir düzleme taşıyabilir.
Zayıf Noktalar: Kurucu AB Üyeleri ve İçsel Gerilimler
Her ne kadar 3SI geniş ölçekli destek toplasa da, Almanya ve Fransa gibi AB'nin lokomotif ülkeleri yapıya mesafeli yaklaşıyor. Bu da inisiyatifin AB içindeki kurumsal meşruiyetini sorgulatıyor. Ayrıca, üyelerin ekonomik ve stratejik öncelikleri arasındaki farklar, ortak politika üretimini zorlaştırıyor. Bu noktada Türkiye gibi dış paydaşlarla proje bazlı, esnek işbirlikleri geliştirmek yapının dayanıklılığını artırabilir.
Enerji ve Lojistik Hatlarında Türkiye’nin Vazgeçilmez Rolü
Rusya'nın enerji arzı üzerindeki etkisinin kırılmasıyla birlikte, Türkiye'nin jeostratejik önemi daha da arttı. Hem Azerbaycan gazının hem Doğu Akdeniz kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılmasında Türkiye, bir enerji geçidi işlevi görüyor. 3SI ülkeleri arasında dijital altyapı, elektrik şebekeleri ve lojistik koridorlar kurumsallaşırken, Türkiye bu entegrasyonun doğal bir uzantısı konumunda.
Yeni Güvenlik Mimarilerinde 3SI'nin Yükselen Rolü
Bugün 3SI, Avrupa’nın doğusundaki ülkeler için yalnızca bir altyapı ağı değil, aynı zamanda stratejik dirençlilik ve siyasi dayanışma platformu. NATO ve AB’nin eksik kaldığı alanları tamamlayan bu yapı, Avrupa’nın yeniden yapılanma sürecinde merkezi roller üstlenebilir. Türkiye’nin de bu yeniden yapılanmanın bir parçası haline gelmesi, sadece bölgesel güvenliğe değil, Batı ile ilişkilerinin yeni parametrelerle güçlenmesine de zemin hazırlayabilir.