Gezi Parkı olaylarının organizatörlerinden biri olmakla suçlanan menajer Ayşe Barım, 248 gün süren tutukluluğunun ardından, sağlık gerekçesiyle tahliye edildi. Ancak bu tahliye uzun sürmedi; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, tahliye kararına anında itiraz etti.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen tahliye kararında, Barım’ın beyin ve kalp rahatsızlıkları ile ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporlar etkili oldu. Mahkeme, söz konusu sağlık durumunun, tutukluluğun devamı yerine ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı gibi adli kontrol tedbirleriyle de yönetilebileceğine kanaat getirdi. Kararın ardından cezaevinden çıkan Barım, basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı.
tanıklar konuştu, ihbarcı tanımadığını itiraf etti
Duruşma sırasında Türkiye’nin tanınmış sanatçılarından Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür ve Rıza Kocaoğlu tanık olarak dinlendi. Tanıklar, Barım’ın kendilerini yönlendirmediğini, Gezi sürecinde sergiledikleri duruşun tamamen bireysel kararları olduğunu belirtti. Bu ifadeler, iddianamenin yönünü değiştirmedi ancak savunma açısından önemli bir dayanak oluşturdu.
Dikkat çeken bir diğer detay ise davanın kilit isimlerinden biri olan ihbarcı Sedat Gül’ün ifadesi oldu. Gül, Barım’ı tanımadığını, Gezi olayları sırasında yalnızca sosyal medya üzerinden edindiği bilgilerle ihbarda bulunduğunu söyledi. Bu beyan, Barım’ın savunmasını güçlendiren unsurlar arasında yer aldı.
savcılık geri adım atmıyor: suçlama çok ciddi
Tahliye kararına rağmen savcılık, dosyadaki suçlamanın niteliğini ve delil durumunu göz önüne alarak, “cebir ve şiddet yoluyla hükümeti devirmeye teşebbüse yardım” suçlamasının hafife alınmaması gerektiğini belirtti. Savcılık, mahkemenin tahliye gerekçesini yetersiz bulduğunu ifade ederek, karara üst mahkemede itiraz etti.
Barım’ın özgürlüğü, sağlık koşullarıyla teminat altına alınmış gibi görünse de hukuki mücadele henüz bitmiş değil. Yargının vereceği nihai karar, yalnızca Ayşe Barım’ın geleceğini değil, aynı zamanda Gezi Parkı davasının seyri üzerinde de belirleyici olacak.
