İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"KAÇAK"LARI GÖRMEZDEN GELEN "KAÇIK"LAR

YAYINLAMA:

Kaçak katlar…

Kaçak katları görmezden gelen kaçıklar…

"Zemin +5 kat" diye ruhsatlandırılan, ancak sonrasında ‘iki katçık’

hatta sonra ‘bir katçık’ daha çıkılan,

Kat sayısı 8’e daire sayısı 14’e yükseltilen,

Kolonları kesilen,

Güzel güzel vergisi alınırken ”sus pus” edilen

Sağlam raporu verilerek ölüme “gel” denilen

Çok değil çökmeden iki gün önce, defalarca sallanarak uyarı veren, ancak dikkate alınmayan

Bir bina…

Ve yine ölümler, yine ahlar yine vahlar…

Şu ana kadar 16 insanın ölümü…

Yazık değil mi?

Daha ne kadar karşılaşacağız, daha ne kadar acı yaşamak zorunda kalacağız?

Kimin suçu? diye sorsan

Herkes kaçar!

***

Nereye baktığımız önemli

Estetik ve güzel ile ilgili düşünler, felsefe tartışmalarında çokça boy gösterir…

Bu yüzden sanat felsefesi ve sanat estetiği ve estetik felsefesi gibi derin söylem alanları vardır...

Kant; nitelik, nicelik, ilişki ve yön açısından ele aldığı estetik yargı ve güzel hazzının -hiçbir kavrama bağlamadan- evrenselliğine vurgu yapmış…

Sanatın ve bilimin batılı gözü, insanlar için neyin değerli olduğundan ziyade, maddeye odaklandılar…

Böylece insanlar, bu batılı gözün takdir ettiği sanat eserleri normlarını kendilerine model yaptılar…

Tüm bunların üzerine bir de sektör kavramı oluştu, bir tutam da kapitalizm eklenince…

Sanat tarihi ve felsefe, mükemmelliği, benzersizliği, eşsizliği barındıran estetik hazzı ve güzel yargısını insanlığın ayrılmaz parçası yaptığından beri…

Genel nüfusun değil de, konuşlanmış kısıtlı çevrenin –buna sanat çevresi de denilebilir- normları beğenide ve kabul görmede merkez haline geldi.

Öyle ki, Britannica ansiklopedisi, estetik maddesinde “estetik, bir teoriyi stabilize eden, derinden değerli sanat eserleri için verilebilecek bir açıklamadır” yazıyor…

Oysa,

İstisnasız her canlı eyleminin estetik bir yanı olduğunu savunurum.

Estetik, duyularla ne hissettiğinizle ilgilidir…

Hayatımızdan kopuk, müzede ve sanat merkezlerinde bizlerden koparılmış üretimlerden bahsetmeyeceğim… Aksine, estetiği ve güzeli belirleyen tam da yaşamın içinde, akışında olanlardır…

Beğeniniz,

Yunanistan’ın Karpathos adasında ‘bıyıklı kadınlar’ın en güzel olarak bilinmesi,

İslam hat yazısının veya kitre ile yoğunlaştırılan su yüzeyinde özel boyalar kullanarak yapılan ebru resimlerinin tek ve benzersizliği,

İnsan bedenine yapılan dövmelerin bireyselliği, Tuva ses sanatçılarının gırtlaklarından çıkarabildikleri çoksesli tınılar,

Modern sanat sergilerinde yere açılan bir kuyunun eser olarak nitelendirilmesi…

Tüm bunlar, güzeli ve estetik hazzı, bir kültürün düşünce sisteminden ayırmanın doğru olmadığını göstermektedir…

Yani bir toplumun, estetik verileri genellikle temsilinin önemli belirleyicileridir.

Evlerinin bahçeleri, yolları, binaları, dolaştıkları kaldırımlar…

Nereye baktığımız önemli… Her gün her saniye içimize çektiğimiz görüntü…

Ruhumuzu, düşünce biçimimizi, ülkemize sevdamızı belirleyen baktığımız şeylerdir…

Hiç boşluk bırakmadan dip dibe inşa edilen binalar…

Gri renksiz sıvalar,

Her üç adımda bir ayağımızı burkan çukurlar…

Yalancıktan yapılan tekerlekli sandalye yokuşları veya kaldırım geçişleri…

Bunlara bakmayı, bunlarla yaşamayı görüp öğrenip, kendi estetik değeri yapan gencimizin de elinde akıllı telefon ve tesbih, ağzında nargile, masasında kaldırıma park ettiği arabasının anahtarı…

Kelamında ise “Büyüksün…hallederiz… o iş bende… bizden sorulur” lisanı.

Şimdi diyeceksiniz ki, estetiğinden güzelinden vazgeçtik temeli harcı çimentosu sağlam olsun yeter…

Öyle değil işte…

Estetik ve güzel kaygın varsa, temelin de harcın da sağlamdır…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...