İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HOCALI KATLİAMI YIL DÖNÜMÜ

YAYINLAMA:

Bugünden baktığımız da Bakü-Şehitler Hıyabanı mevkii bizlere “Kanlı Ocak “direnişini ve milletin canları ve kanları pahasına elde edilmiş istiklali hatırlatıyor. 1956 Budapeşte, 1964 Prag ve 20 Ocak 1990 Bakü. Şehre üç noktadan tanklar ve özel birlikler eşliğinde hücum eden işgal ordusuna karşı uykularından fırlayarak ve ellerindeki sopalar ile direnen vatanperverlerin karşı koymaları neticesi, altı yüz şehit ve binlerce gazi verildi. Bu nedenle ile de 18 Ekim 1991’de hürriyete kavuşan Azerbaycan, milletin işgalci orduya karşı şanlı direnişi neticesi canların verilerek bağımsızlığa erişen, dönemin bölgedeki tek Türk ülkesi olma şerefine sahiptir.Azerbaycan’da karanfillerin büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin ve millet sevgisinin sembolüdür. Karanfil ancak güzel ve mutlu günlerde hediye edilir ve karanfiller Azerbaycan da hep güler. Ancak Karanfilin Azerbaycan edebiyatında tarihe ağlayarak girdiği gece vardır ki o geceye “Karanfilin Ağladığı “gece denir. İşte bu gece Azerbaycan’ın yetmiş iki yıl sonra tekrardan diriliş ve kurtuluş günüdür.

Kısa bir süre sonra ise; 26 Şubat 1992’nin soğuk gecesi destekli Ermenistan ordusu mekanize birliklerinin, Karabağ işgal harekâtı esnasında Hocalı ’da savunmasız, masum sivillere karşı gerçekleştirdikleri, son dönem en kanlı katliam yaşandı ve Azerbaycan toprağı Karabağ halen de işgal altında.

26 yıl önce yaşatılan meşum kıtal ile ilgili önce, Azerbaycan Parlamentosu 1994 tarihindeki oturumunda yaşanan katliamı “Soykırım” olarak tanıdığını resmen ilan etti. Sonrasında ise; Meksika, Macaristan, Pakistan, Kolombiya, Çekya, Peru, Bosna Hersek devletleri ve Amerika Birleşik Devletleri’ni oluşturan eyaletlerden on beşi “Soykırımı” resmen tanıklarını ilan ettiler ve keza İslam İş birliği Teşkilatı da bu yöndeki kararını ilan etti. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Örgütü Hocalı’daki katliamlardan Ermenistan’ı sorumlu tutuyor ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dört ayrı kararında Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından zorla işgal edildiğini kabul etti. Avrupa Konseyi Ermenistan’ı Azerbaycan’da işgalci olarak tanıdığını ilan etti. Lahey’de ve Budapeşte’de “Hocalı Katliamı “anıtları yer alıyor.

Kurucu lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk : “ Azerbaycan’ın kederi bizim kederimizdir , Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir “ ve Bilge lider Haydar Aliyev : “ Tek millet – İki Devlet “ demiş olmalarına ve de Çanakkale dahil birçok cephede Anadolulu kardeşlerinin yanına koşarak çarpışan Azerbaycan topraklarından gelen kardeşlerin varlığı ve işgal arifesindeki, perişan durumdaki Osmanlı’nın Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın tüm olumsuz şartlara ve uluslararası baskılara göğüs gererek kurduğu ve başına kardeşi Nuri Paşayı tayin ettiği “ Kafkas İslam Ordusu “ harekatı vasıtasıyla Azerbaycan’ın kurtuluş ve ilk kuruluşunun temin edilmiş olmasına rağmen, Bizim Ankara nomenklaturası çok uzun yıllar, maalesef “ Hocalı Katliamı “ olayının “ Soykırım “ olarak tanınması için pek bir gayret göstermediği ve aynı zamanda da birkaç ilçemiz haricinde hiçbir büyük şehrimizde herhangi bir anıtın yokluğu son derece düşündürücüdür . Hem de geçtiğimiz 15 Eylül tarihinde Bakü’nün kurtuluşunun yüzüncü yıl dönümünde ki düzenlenen muhteşem törenler esnasında her iki muhterem liderin önemli konuşmaları ve de bilhassa Azerbaycan tarafından gerçekleştirilen; Tanap, Star rafinerisi ve sair birçok stratejik ve ekonomik önemli yatırımlara rağmen.

Aynı zamanda Azerbaycan Şairi Talman Hacıyev 1918’de önce Gence akabinde Bakü’yü işgal ve mezalimden kurtaran Kafkas İslam Orduları mensubu kahraman askerleri meşhur “Laleler “şiirinde tasvir eder (Lale Azerbaycan’da Bizlerin Gelincik olarak adlandırdığımız çiçeğin ismidir) ve adlarına Bakü’nün en müstesna mevkiinde, Şehitler Hıyabanına komşu dikilmiş muhteşem bir anıt yer alır. Fakat plastik sanatlarda çok gelişmiş Azerbaycan’da güzel Bakü şehrini süsleyen pek çok heykel bulunmakla adına methiyeler yazılan ve söylenen Halaskar Nuri Paşa’nın herhangi hatırlatıcı heykeli dahi maalesef hala mevcut değildir.

Son olarak; Azerbaycan Parlamentosu ve Avrupa Parlamentosu üyesi muhterem kardeşimiz Ganire Paşayeva‘nın kendisine yöneltilen “ Siz Azeri misiniz ?” sorusunu; “ Azeri diye bir şey yoktur . Ne yazık ki bunu daha çok Türkiye’de yapıyorlar. ‘Azeri’ esasında İran’da etnik bir guruptur ve kendilerini pek Türk saymıyorlar. Azeri değiliz, Türk’üz. Azerbaycan Türküyüz.” diye cevaplandırmış idi. Acep bu kavram kargaşasının temelinde yine Ankara Bürokratik Oligarşisinin dahli olmasın?

Milletimizin bekası uğruna şehit düşen asker, sivil tüm şehitlerimiz ve Can Azerbaycan’ın kurtuluşu için ve Hocalı ‘da şehit düşen tüm milletimiz mensupları hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...