İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

PERU, DECATHLON, MARAŞ, ENDÜLÜS VE 28 ŞUBAT

YAYINLAMA:

Başarılı olduğundan emin değilim. Her sene birbirinin tekrarı olan toplantılar ve endüstri haline gelmiş konuşmacı çemberleriyle bu hazin geçmişin doğru anlaşılabileceğinden emin değilim. O zaman neden çeneni kapatmıyorsun be adam diye soracak olursanız da sizleri çok kısa sabırlı olmaya davet ediyorum.

19. yüzyıl fotoğrafçılığı ilgi alanlarımdan ve bu alandaki fotoğraf koleksiyonlarını incelemeye gayret ederim. Fotoğrafın ilk dönemlerinde kadraja takılanların birçok kitaptan daha sahici fikirler vereceğini düşünürüm. Yine bir fotoğraf albümüne bakarken başörtülü ve hatta çarşaflı kadınlar gördüm. Hangi coğrafyadan olduklarını görünce hayretim iyice arttı. Perulu kadınların 1800’lü yılların ikinci yarısına ait fotoğraflarıydı bunlar. Fotoğrafın yanında kolonyal idarenin pek çok defa “saya y manto” ismi verilen bu çarşafları yasaklamak istediği ibaresi yer alıyor. Kolonyal idareye karşı bir başkaldırının göstergesiymiş. Peru topraklarını idare eden İspanyollar, sanırım bu kişilerin morisko olmasından şüpheleniyorlardı. Yani: Gizli Müslüman. Aklınıza hemen Akif Emre gelebilir morisko kelimesini duyunca. Haklısınız. Zira Akif Emre’nin verdiği bilgilerden yola çıkarak Güney Amerika’ya Endülüslü Müslümanların göç ettiğini varsayabiliyoruz. Bu kişilerin morisko olup olmaması önemli değil. Endülüs’ü yok eden İspanyol barbarlığının tahammülsüzlük sınırı coğrafi değil, kültürel. Kıta Avrupa’sından hayli uzaktaki bu topraklarda Müslümanlara duydukları kini diri tutmaları hayli ilgi çekici.

Sonrasında Fransızların Maraş’ı işgali sırasında çarşaflı kadınları tahkir ve tacizleriyle Sütçü İmam’ın başlattığı mücadeleyi biliyoruz. Fransızların görmeye dayanamadıkları manzara yok edildiği sanılan Endülüs’ün, ele geçirdiklerini zannettikleri ülkede yaşıyor olması. Buna tahammülleri yok.

Sonrasında 28 Şubat’a geliyoruz. Başörtüsünün kamusal alandan silinmesini hedefleyen yerli kolonizasyon süreci ve işbirlikçisi FETÖ. Malum FETÖ’nün 28 Şubat’a sunduğu en büyük katkı etki alanındaki kadınların, kızların başörtülerini bir günde sıyırıp atmasıydı. İspanyolların rüyalarında bile göremeyeceği bir hız.

Son günlerde Fransa’da Decathlon ismindeki mağaza, yürüyüş yapanlar için geliştirdiği özel başörtüsü nedeniyle sözüm ona laiklerin hedefi haline geldi ve sonunda ticari kaygılarla piyasaya sunduğu ürünü geri çekmek zorunda kaldı.

28 Şubat’ın yıldönümünde çarşaf ve temsil ettiği antiemperyalist değerlerin dünyanın müesses nizamı için artık bir tehlike olmaktan çıktığını söyleyebiliriz. Kullanımı sınırlı olan bu kıyafet yeterince marjinal ve zaman dışı bırakıldı. Tarihin hafızasında Endülüs’le başlayan kategorik İslam düşmanlığı ise yeni cephelerde devam ediyor.

Tarihi ve coğrafi bağlamından koparılmış İslam mirasının Batı’yı ve değerlerini neden bu kadar rahatsız ettiğini görmek için sadece bir fotoğraf bile yetiyor. 19. yüzyıldan kalma Peru’nun başkenti Lima’da çekilmiş siyah beyaz bir fotoğraf.

Anlamından ve bağlamından kopmuş 28 Şubat toplantıları ise gerçek meseleyi perdelemenin araçlarından biri haline geliyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...