İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

FLASH TV KAPANMASAYDI YENİ PARTİNİN REKLAMINI YAPARDI

YAYINLAMA:

En son kendisinin bundan yaklaşık bir ay önce yapmış olduğu bir konuşmasına denk geldiğimde popülizmin demokrasinin temel niteliklerini hedef aldığından dem vuruyordu. Öyle ya, 24 Haziran seçimleri öncesi aday olur mu olmaz mı tartışmalarını tartıştıran da kendisinin sessiz kalma popülizminden başka bir şey değildi. Artık pek de “popülist sayılmayan” her Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını cevaplarken aday olmamasını ismi üzerinde geniş bir mutabakat olmamasına bağlıyordu.

Siyasi kariyeri boyunca “insan gerçekten hayret ediyor” parodisi dışında net bir sözünün olduğuna tanık olmadığımız Gül’ün kazanma garantisi verilmeden torun sevecek yaşta böyle parti işlerine gireceğini pek sanmıyorum. Günün sonunda neye hayret ettiğini bir türlü anlayamasak da bu tarz bir kurnazlığa hayret ederiz doğrusu! En kötü kurulması planlanan partinin siyaset üstü “abisi” olur muhtemelen.

Öyle de bu partiyi kimler kuracak, başında kim olacak? Sadece bir tane parti fikri de yok ortada. Eski AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu’nun da AK Parti’nin alacağı oya göre parti kuracağı dillendiriliyor. Bilderberg toplantılarının müdavimlerinden Ali Babacan’ın da (düzgün bir medya kuruluşumuz olsaydı Aydın Doğan zamanında neden Babacan’la ilgili Hürriyet’te bir tane bile olumsuz haber çıkmadığını sorgulardı) kurulacak olan yeni partinin genel başkanı olacağı ifade ediliyor.

Ahmet Bey’e İstanbul’da bir parti binası tutup tutmadığını, sosyal medyada kendisinin reklamını yapması için bir ekip oluşturup olmadığını ya da İstanbul-Ankara lokasyonlu ofislerde ne gibi çalışmalar yürüttüğünü sormayacağım ama parti kurması durumunda topluma ne anlatacağını ve kendisini önce dışişleri bakanı, ardından başbakanlığa layık gören Erdoğan’ın yüzüne nasıl bakacağını soracağım. Zira, Davutoğlu’na başbakanlığı döneminde Martin Schulz’un “bizim muhatabımız hükümettir, Erdoğan değil” cümlesine karşılık neden sustuğunu da senelerdir soruyorum. Hala bir cevap alamasam da…

Tüm bunların ışığında bir parti kurmak en fazla Erdoğan’a düşman olmaya “Karar” vermişleri sevindirecektir. Erdoğan’ın bu ülke için ne kadar önemli olduğunu bilen ve onu savunanlara yönelik “haşereler” tamlamasını kullanan “muhterem” arkadaşlarda ellerinde kalan en son şey olan 280 karakterlik sosyal medya hesaplarında after party yaparlar en fazla. Erdoğan siyaset sahnesindeyken günün sonunda bu partiye oy verecekleri 41 metrekarelik evimde ağırlamak isterim. Hiç zorlanmadan sığacağımızı düşünüyorum.

Hadi CHP, İP, HDP ve Saadet Partisi gibi dört benzemez Erdoğan nefretlerinden bir araya geliyor da birbirlerinden ölesiye nefret eden Gül ve Davutoğlu’nu bir araya getiren bu ihtiras ya da karşı konulamaz nefret nedir? Ah, şimdi “siyasi baskılarla” kapanan Flash TV olsaydı da şu sorunun cevabını arayıp yeni partinin reklamını yapsaydı. Üstüne bir de kaşıklı, meydan sazlı Konya yöresinden halk oyunlarını izlerdik…

Muharrem İnce neyi bekliyor?

Belli ki CHP’de işler karışık. Aday gösterilmeyenlerin DSP’ye kayması, İP’le yapılan ittifak sonrası parti teşkilatından yükselen negatif sesler ve CHP seçmeninin Kılıçdaroğlu’ndan duyduğu rahatsızlık 31 Mart sonrası partiyi hareketli günlerin beklediğini gösteriyor.

Bu durumda gözler 24 Haziran seçimlerinden sonra genel başkanlığa oynayan ve kurultay için imza toplamaya çalışan Muharrem İnce’yi arıyor. Partili kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre, İnce 31 Mart’tan sonra olası bir başarısızlıkta tekrardan sahneye çıkacak. Zaten şu sıralar sessiz kalmasının ve yerel seçimler için kentlerde çalışma yapmasının sebebi de seçimlerde yaşanılacak muhtemel bir başarısızlıkta Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı İnce’nin yapacağı eleştirilere yıkma çekincesinden geliyormuş.

Bakalım CHP’yi 1 Nisan’da ne gibi şakalar bekliyor olacak?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...