İstanbul
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HEDEF SADECE ALBAYRAK MI?

YAYINLAMA:

Eğri oturup doğru konuşalım, tablo oldum bitti zorluydu.. 12 Eylül öncesi Lüksemburg’tan 1 milyon dolar, yani bugün İstanbul’da lüks bir semtte ancak bir daire almaya yetecek kadar borç almıştı Türkiye.. Turgut Özal’ın başbakanlık müsteşarlığına gelişi, 24 Ocak kararları, ‘Niyet’ mektupları dizisi, sonra uluslararası sermayenin Kemal Derviş üzerinden müdahalesi v.s. gerisi de öyle geldi..

Ancak gelin görün ki artık ‘denizin bittiği’ yerdeyiz. Dünün Türkiye’si ABD’nin koltuğunun altında, müttefikinin izin verdiği alanda siyaset yapan, sağladığı imkanla yetinen, geçinmeye çalışan bir Türkiye’ydi. Bugün ise gerek kendi bölgesinde gerekse uluslararası ölçekte müstakil siyaset üretmeye çalışan; ABD’yle ilişkilerini bozmamaya özen gösterse de Washington’a ‘kapıkulu’ olmadığını her fırsatta hatırlatması nedeniyle de ABD’nin öfkesini çeken bir Türkiye var.. Ve her müstakil hamlesinden sonra gelen tepkiyi eritmeye çalışan..

Dolayısıyla ABD Başkanı Donald Trump’un ‘Türkiye ekonomisini mahvederim..’ sözünün kayıtları kulağımızda çınlarken dalga dalga gelmeye başlayan piyasa oyunları o gün-bugün sürüyor.

Şimdi beklenen gelişme şu: .. ki bunu sadece dış dünyanın beklediğini sanmak safdillik olur.. Türkiye’de 17 senedir iktidarda olan AK Parti’de yerel seçimde yaşanan hayal kırıklığı ardından siyasal çözülmeyi tetikleyecek, Tayyip Erdoğan çevresindeki kenetlenmeyi çözecek tartışmalar.. Bu süreçte sebeplerden bağımsız olarak husumet çevresinin zayıf halka gördüğü kişi ‘damat’.. Yani Berat Albayrak. Bu da sebepsiz değil elbette zira Hazine ve Maliye Bakanı hükümetteki görevi, başarısı, dili/üslubu v.s. dışında aynı zamanda ‘Erdoğan Ailesi’ demek.. Erdoğan’a söz söylemenin baltayı taşa vurmak olacağını hissedenlerin dün ‘Ver Bilal’i Al Başkanlığı..’ demelerine benzer bir durum.. Batılıların ‘Şeytan seçeneği..’ dedikleri hal bu.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...