İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

RAMAZAN'I HIZIR BİLMEK

YAYINLAMA:

Masallarına sahip çıkmayan milletler, masalları olanların hikayeleriyle büyürler. Geçmişe böyle sahip çıkılır, gelecek böyle kurulur. Masal deyip geçmeyin binlerce yıllık dilimiz, kültürümüzdür masal. Kimse ciddiye almaz masalları ciddiye almayanı. Yaşar masallar, başka biçimlere girer ve elbette kendini yeniden üretir.

Masal anlatıcılığı son dönemde toplum gündemine girdi. Milli Eğitim Bakanlığı dâhil birçok kurum bu konuya önem veriyor. Ancak esas sevindirici olan genç kuşaklar arasında masalın gücünün keşfedilmesi ve masal anlatıcılarının aynı zamanda masal yazarlarına dönüşmesi. Nasıl mutlu etmesin ki? Hem sonra ne taşıyabilir mutluluğumuzu masallardan daha güzel? Ne anlatabilir hayalimizi daha gerçek?

Berfin Sıla Kepez genç bir masalcı. Yakın zaman önce çıkan Cam Tavşan ismindeki masal kitabı “Bir Hıdırellez Günü ”nü anlatıyor. Hıdırellez, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece ve bu sene sevindirici biçimde ilk sahura denk düşüyor. Hızır aleyhisselam ve İlyas peygamberi bir arada andığımız bu gün aslında kocaman bir bohça. İslam öncesindeki güzel geleneklerin de bir araya geldiği iyiliğin tevhit olduğu bir gün Hıdırellez. Kimi ateşin üstünden atlayarak, kimi salıncaklarda sallanarak kimi de hayırda bulunarak geçirir günü.

Berfin, masalında gökten inen ışığı Hıdırellez’i gözleyen camdan bir tavşana dönüştürmüş. Bazısı tavşan görür bazısı ışık, orasını bilemem. Bu sene Hıdırellez’i gördüğümüzde aynı zamanda Ramazan ayını da karşılamış olduk. Güzellik üstüne güzellik. Geleni Hızır bilmek diye bir deyim vardır. Yani? Yaşadığımız her olay bir imtihandır ve hayatımız bu imtihanların uç uca eklenmesinden oluşan kocaman bir imtihandır. Sabrı öğreniriz, olaylara hikmet gözlüğüyle bakmayı, bir arada olmayı ve gönüllere girmeyi…

Hıdırellez kapısından girilecek Ramazan-ı Şerif inanıyorum ki hepimiz için daha coşkulu bir dönem olacak. Ateşlerden kaçmak, sahip olduklarımızı paylaşmak ve elbette iyilik için daha fazla gayret sarf etmek.

Ramazan ayı kapımızı çalıyor ve sadece kendimiz için değil ailemiz için sadece ailemiz için değil ülkemiz ve sadece ülkemiz değil tüm insanlık ve son olarak da sadece insanlık değil tüm canlılar için iyilikler güzellikler diliyoruz. İyiliğin var olması bile şart değil. Onu düşünebiliriz, hayal edebiliriz ve paylaşabiliriz. Tıpkı masallarda olduğu gibi. Sonra bizi bir araya getiren masalların gerçek olması için yayılırız yer yüzüne ve her şey daha güzel olur. Masallarımız duadır. Onun içine saklarız dileklerimizi ve paylaşırız sanki aslında hiç öyle düşünmüyormuşuz gibi.

Berfin, Cam Tavşanı indirmiş hayalden bir kitabın içine. Onun yolculuğunu Hıdırellez’e ulamış ve bambaşka bir hal almış sözler. Biz de Ramazan günlerini bir masalın sayfalarına dönüştürebiliriz. Önce ona kulak verelim sonra da Ramazan günlerini diğer masallarla süsleyelim. Hızır kapıyı çalınca “Biz de seni bekliyorduk” dersiniz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...