İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HİTLER, ÇÖRÇİL VE KIRILMAZ TEMAS

YAYINLAMA:

Zizek bununla izah eder kırılgan teması. Her iki tarafa da farklı açılardan gerçekliği gösteren bir yaklaşma anıdır. Yaralı asker gözünde neredeyse ilahlaştırdığı Führer’ine değecek kadar yakındır, Hitler ise sebep olduğu yıkımın net fotoğraflarından biriyle karşı karşıyadır. Demokrasi, halkın görüşleriyle yola çıkmak bunun için önemlidir. Sandıklar o “temas” anlarıdır. Yönetilen ve yöneten bir araya gelir ve bu sayede toplum ortak aklını kullanabilir. İçinden geçtiğimiz demokrasi tecrübesini kıymetli kılan budur.

Diğer bir manzara da savaş günlerinin İngiltere’sinden. Bir filmde gördüğüm sahneyi tasvir etmek istiyorum: Alman bombardımanının ortasında Çörçil hayli müşkül durumdadır. Almanlarla teslim görüşmeleri dahil birçok maddesi vardır parlamentonun ve liderlik göstermesi gerekmektedir. Bu kurt politikacı içinde bulunduğu zor durumu aşmak için sıradan insanların kullandığı metroya biner. Temas sağlanmıştır. Oradakilere metroya daha önce hiç binmediğini söyler ve bazı konularda onlardan tavsiyeler almak istediğini söyler. Mucizevi temas gerçekleşmiştir. Sadece vatandaşlar için değil Çörçil için de istinai bir zaman dilimidir. Sonrasında parlamentoya gider ve gerçekten temsil etmekte olduğu insanların neler düşündüğünü anlatır ve bir parlamento galibiyetinin ardından liderliğini pekiştirir.

Yukarıdaki iki örnekten hangisinin mutlu sonla bittiğini söylememe gerek yok sanırım. Ancak yine da temasların kolay olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle elde ettiğimiz her temas anını değerlendirmemiz yerinde olur.

İki gün önce yazdığım tramvay yazıma devam etme pahasına bir yolculuğa çıkarmak istiyorum. Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank bir iftar davetine tramvayla gidiyor. Elinde telefonu ve kulağında kulaklıkla toplu ulaşımı tercih ediyor. Daha önce farklı toplu taşıma araçlarına bindiğini de gördüğüm için yadırgamadım ama bu sefer biraz daha farklı geldi. Aldığı tepkiler halkın böylesi bir mütevaziliği özlediğini de gösteriyordu. Elbette bu tek yöntemi değil ama önemli bir gösterge. Etrafında koruma ordusu olmadan temas edebileceği bir devlet yetkilisi görmek demokrasinin sokakta yürüyen hali olarak algılanıyor. Her temas beraberinde yönetim kültürümüze yeni bir güç katıyor. Sokaktaki insanlar olarak biz daha fazla umutlu oluyoruz zorluklar karşısında. Bu sadece bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak değil birlikte oluşturacağımız ortak bir gerçeklik olarak da kaydediliyor tarihe. Zamanı geldiğinde zaten ineceğimiz ayrıcalıklardan kendi isteğimizle feragat etmek kırılmaz temaslar oluşturmamızı sağlayacaktır. Büyük hikayelerin hepsi küçük kelimelerle ve o kelimelerin de hepsi harflerle yazılmıştır. Yeni bir hikaye yazmanın arifesindeyiz ve tramvaydaki bakan ilk kelimelerden birinin tevazu olması gerektiğini çok net bir şekilde gösteriyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...