İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÜÇ DEĞİŞİK ADAM…

YAYINLAMA:

Önce birinci adamdan söz edeyim. Bir büyük otomotiv grubunun en tepesinde, kasaya en yakın masada oturuyordu. İşlerin en iyi olduğu yıllardı. Grubun içindeki bir başka genel müdür ile daha fazla kazanmak adına şeytanın aklına gelmeyecek bir düzenek kurdu. Dışarıda bir filo şirketi kurarak, o filo şirketine büyük indirimler ve büyük ödeme kolaylıklarıyla araç vermeye başlandı. Filo şirketlerine muadil araç vermekle başlayan saadet zinciri büyüdükçe büyüdü. Ama her yalanın bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğundan bir gün bu olay ortaya çıktı. Grup içinde olay örtbas edildi. O kişilerle de yollar ayrıldı.

En tepedeki kişi kendini öyle güzel pazarladı ki, bir başka önemli otomotiv grubunun başına geldi. Tam bir çiftlik olan yeni yerde zaman kaybetmeden bir önceki şirketteki düzeneğe start verdi. Bunca yıl boyunca o malum filo şirketi ile çalışmayan o büyük marka, nedense bir anda o filo şirketi ile çalışmaya başladı. Yine aynı düzenek; 6 ay sıfır vade ile hiç ödemesiz araçlar filo şirketine satılıyordu. Yani şu devirde bir babanın oğluna bile yapmayacağı ödeme şartları ile binlerce araç alınıp satılıyordu. Tabi bu kanunsuz ve ahlaksız ticaretten bazı bayilerin de haberi oluyordu. Çünkü filo kiralama için alınan araçlar kısa bir süre sonra nakite çevrilmesi için satılıyordu. Bayiler bile o şartlarda araç alamazken, yıllardır hiç çalışmadıkları filo şirketinin birden araç alması herkesin dikkatini çekiyordu. Bayiler ayaklandılar. Bu sistemin başındaki kişiyi bir üst makama şikayet ettiler. Sözde “emir büyük yerden” denilerek olay geçiştirildi. Bu arada genel müdür maaşı ile alınamayacak yatlar alındı, katlar değiştirildi. Zaten iyi bir maaş ve prim alan o adam “üç kuruş daha fazla kazanma” adına hileyle onlarca bayinin hakkını yedi. Şimdi o filo şirketinin borcunu ödemesini bekliyorlar…

Gelelim ikinci adama… O da bir otomotiv şirketinde yine en tepede oturuyordu. Gayet iyi bir maaşa, prime ve unvana sahipti. Yıllarca çalıştığı şirketin içini, hala o şirkette çalışırken boşaltıp, akla hayale gelmeyecek yollarla tüm bilgi ve birikimi çaldığı iddia edildi. Olaylı bir şekilde şirketinden ayrıldı. Sonra bir başka şirkete geçti. Bu ayrılık sürecinde yaşanabilecek tüm çirkinlikler yaşandı. Hala o çirkinlikler sürüyor. Bütün bunlar niye yapıldı? Yine aynı; kazanılan paranın arsızca yetmemesi! ve “üç kuruş daha fazla” kazanma hırsı.

Ve sıra geldi üçüncü adama. Araç pazarlamadan anlamasa da kendini çok iyi pazarlayan biriydi. Yıllarca bir gazeteci arkadaşını kullanarak kendini parlattı ve pazarlattı. Uzun bir süredir bir büyük grubun başında. Şirket gerçek anlamda batmış durumda. Bunu ben değil denetleme şirketinin raporları söylüyor. Borç rakamları korkunç. Ama sanki o tarafta her şey süt limanmış gibi twitterdan herkese dolaylı olarak sallıyor. Engellediği kişileri sahte hesaplarla takip edip onların otomotiv pazarıyla ilgili görüş ve düşüncelerinin tam tersi söylemlerde bulunuyor. Ama bu arada borç boğazına kadar gelmiş hatta geçmiş… Ego ve kibir inanılmaz boyutlarda.. Ama her şey çok güzel ve sanki çok başarılı bir yöneticiymiş gibi sağa sola sallayıp duruyor. Şirketin batık raporu internette ortada.

İşte bu üç adam da halen otomotiv sektöründe… Emek, bilgi, güç, para, güç, makam ne ararsanız arayın o istismar edilmiş. Çalınmış ve çırpılmış….

Kimsenin yatında, katında, tatilinde, arabasında gözüm yok. Emeği ile kazanana helal hoş olsun. Ama bu yollarla kazanıp ve batırıp kasım kasım kasılanlarda da yazıklar olsun. Şimdi isim vermeden bir ön “sunum” yaptım. Canım ne zaman isterse ki -çok bekleyeceğimi sanmıyorum- bu üç adamın haberini de belgelerle yapacağım. Dedim ya; gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...