İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ŞÜKÜRSÜZLÜK ÇAĞI

YAYINLAMA:

Gıdaya erişim tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kolaylaştı, ucuzlaştı. Ulaşım imkanları çoğaldı ve insanlar daha fazla hareket edebiliyor. Eğitim, internetin de yaygınlaşmasıyla birlikte tabana yayıldı ve yine ucuz hale geldi. Sağlık hizmetleri dünyanın önemli bölümünde temel insan hakları kategorisinde ve yine erişmek kolay. Tüm bu gelişmelere karşı insanın verdiği tepki ise şükürsüzlük. Yakından bakmak için madalyonun diğer tarafını çevirelim.

Gıdanın şükürsüzlüğü olarak yemek israfını görüyoruz. Bugün sadece ABD’de çöpe atılan yiyeceklerle dünyadaki tüm açlar üç defa doyurulabilir. Bu ilginç istatistiği televizyonda iftar programına konuk olan Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık’tan işittim. Dünyanın bir kısmında kronik açlık yaşanmasının sebebi işte bu şükürsüzlük. İhtiyacından fazlasına talip olma dürtüsü. Bizi iyi bir yere götürmüyor, şükrünü eda etmediğimiz yiyecekler bir süre sonra bizden uzaklaşacak ve aklımızı başımıza aldığımızda vakit geç olabilir.

Ulaşım imkanlarına karşı da ciddi bir şükürsüzlük içindeyiz. Mülteci sorununda bunu görüyoruz. Akdeniz’de botların içinde Avrupa’ya geçmeye çalışan Afrikalı mülteciler. Geçme sebepleriyle belli. Bir önceki maddedeki açlık. Bunun yanında da güvensizlik var tabii ama temel sorun gıdaya erişimdeki adaletsizlik. İstediği her yere gidebilen, turizmin türlü hallerini deneyen insanlık şükürsüz bir şekilde bunu kendi imtiyazı olarak görüyor ve setlerle mültecileri durdurmaya çalışıyor. Başka bir şükürsüzlük şekli diyebilir miyiz?

Eğitim imkanlarının gelişmesinden söz ettik ama bu konuda da ciddi bir şükürsüzlük yaşıyoruz. ABD’de üniversitelere giden öğrenciler aldıkları öğrenim kredilerini ödemek için neredeyse tüm hayatları boyunca çalışmak zorunda kalıyorlar. Her yerde bizdeki gibi ücretsiz üniversite eğitim var sanmayın. Eğitime bu kadar kolay erişme imkanı varken bunu bir imtiyaz haline getiriyoruz, şükrünü eda edemiyoruz.

Sağlık sektöründe ölümcül birçok hastalığın tedavisi artık mümkün. Kitlesel ölümlere sebep olan salgınlar kolay üretilebilir aşılarla önlenebiliyor. Ama yine de başka bir şükürsüzlük kapımızı çalıyor. İlaç sektöründeki bilgi bir tahakküm aracı olarak kötü niyetli patentlerin konusu oluyor. Paylaşmadığımız ilaçlar sebebiyle gözümüzün önünde ölüp giden insanlar. Gaddarca değil mi?

Bolluk çağının içinde yaşanan bu şükürsüzlükleri tersine çevirmek isteyen insanlar var ve ihtiyaç duydukları şükür duygusunun organize hale gelmesi. Ölüm kapıyı çalmadan birbirimizin kapısını çalmamız, halimizi sormamız. Bunu yapmak yardım ettiğimiz, etmeye çalıştığımız kişilerden önce kendimize iyi gelecek ve toplumsal birçok sorununun ortaya çıkmasını engelleyecek yahut ortadan kaldıracak.

Her halin şükrü var demiştik, yazı yazabilmemin şükrünü de hepimize şükretmeyi hatırlatmak olarak görüyorum. Bakmayın böyle yakındığıma çok şükür ki iyiliği emredip kötülükten uzak tutmaya çalışan insanlar var. Yoksa dünya dönmezdi. Onları arayın bulun, bilinmez, belki de siz de onlardan birisinizdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...