İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Döneklik

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sözünü tutmayana ne denir? Verilecek bir sözümüz ya da dostlar arasında tutulacak bir andımız varsa bu söz bu anttan cayılmaz dönülmez, şayet dönülüyorsa ya bir baskı ya da bir çıkar vardır. Sözünden cayan/dönen her kim olursa olsun ona dönek denir. Engizisyon mahkemesinde yargılanan Galileo yoğun baskı ve tehdit sonucu sözünü geri alsa bile içinden yine de dünya dönmekte demişti.
Yaşamımızın hangi evresi olursa olsun hatta çocukluğumuzda takım oyunu oynarken karşı takıma/ekibe çıkar/menfaat karşılığı yardım ve destek veren mutlak olmuştur. Arkadaşlarını yani ekibini elma şekeri ya da bir başka şeye karşılık sırlarını, taktiklerini ve gizlediklerini açık eden ispiyonlayan elbet vardı ve onlara güvenilmez denilirdi.
Dünden bugüne üretim aletleri ve üretim ilişkileri değişse de toplumsal varlık olan insan evladının temel değerleri değişmemiştir, “ekmek, emek ve özgürlük”.  Toplumsal ilişkiler ne kadar değişse de çıkar ve menfaatler değişmemiştir. Toplumsal yaşam paylaşım demek olsa da yönetimi elinde bulunduranların hâkim olduğu bir sistemdir. Birilerinin kendileri adına çalışıp yine kendileri adına çarpışıp öldürmeleri veya ölmelerini istediği sistemin varlığına “devlet” denir. Devlet, güçlünün yani özellikle beli silahlı yakası kalkıkların ardına saklanan egemenliğini devam ettiren güçler tarafından belirlenir. Yasalarda yine egemen güçlerin çıkarına uygun olarak yapılır.
Devletin varlığı vatandaşların üzerinde her zaman bir balyoz gibi kimi zaman silahlı kuvvetler/emniyet güçleri tarafından kimi zamanda yasalar tarafından yasaklarla kendini gösterir. Yöneticiler kendi çıkarları temelinde toplumu yönetir ve yönlendirir. Toplum içinde küçük üretici ve çoğunlukla emeğinden başka bir satacak şeyi olmayan mülksüzlerin ağzına bir parmak bal çalarak kendi hallerine değil başkalarının hallerine baktırmak ve onlara acımalarını öğretmek en vahşi yönetim tarzıdır. Günümüzde ülkemizin de içinde bulunduğu ekonomik sistemin yönetim tarzı budur.
Yöneticiler yurttaşın kendi haline bakmasını önlemek için her zaman olduğu gibi yöneten ile yönetilen arasında olan beli silahlı, yakası kalkık kısmi ayrıcalıklara sahip olan devletin ceberut kesimi tarafından yönetilmekte. Oysa bunların resmi sıfatlarını soyutladığımızda karşımıza küçük esnaf ve mülksüzleri görmekteyiz. Ekonomik ve toplumsal bir fert olarak gerçeklerden kaçtıkları gibi gerçekleri inkâr da etmekteler. Bunlar yaşamın kolay yolunu bulmak ve hayatlarını idame etmek için ya karşı değerleri savunmaya inanmak ya da öyle görünmek için çaba sarf etmekte.   
Doğu ve doğru yön kıble birdir, insan evladı buna göre yaşamını düzenlemeye çalışmış. Yaşamının her anında “emek, ekmek ve özgürlük” toplumsal yaşamın olmazsa olmazı şiarını yaşama geçirmeye çabalamış. Dün olduğu gibi bugünde birileri toplumsal değil bireysel çıkarı ön plana getirip insanlığın yaşam değerlerini doğrularını yani kıblesini değiştirmekte. Oysa kıble sabittir, seyyar olamaz. Doğrulardan dönen, yetmez ama evet diyen, hedefini yönünü şaşırmış, kıblesini çıkar ve kişisel menfaatler üzerine kurmuş olana dönek denir. Bunlar toplumsal dalgalanmalarda denizdeki gemi gibi dalganın seyrine göre yönünü belirlemekte, sözlerine güvenilmemekte. Yöneticiler tarafından döneklere itibar edilip ödüller verilirken yönetilenlerde onlara hayranlıkla bakmakta.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...