İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Heybemdeki filmler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bu hafta size önereceğim filmler arasında İtalyan yapımı bir film vardı. Hala var elbette ama tasadüfün bu kadarı olabilir, bu hafta vizyonda olan sinemaları incelediğimde gösterime giren bir filmdeki konunun benzerliğini gördüm ve şaşırdım. İtalyan yönetmen Paolo Genovese’nin 2016 yılında çektiği, “Perfetti Sconosciuti” ülkemiz sanatçılarından Serra Yılmaz yönetmenliğinde, “Cebimdeki yabancı” adı ile çekilmiş. Bunun üzerine bende soluğu sinema salonunda aldım. Film birebir aynı. Oyuncular başarılı, film güzel ama özgün senaryolar üretemeyişimize üzüntüm. Yerli taklidini izlemiş olmama rağmen ben orjinal film üzerinden anlatacağım.
***
İlk filmimiz; “Perfetti Sconosciuti”
Guiseppe Battiston, Anna Foglietta, Marco Giallini’nin başrollerini paylaştığı “Perfetti Sconosciuti”nin konusu, bir akşam yemeğinde buluşan 7 arkadaşın, oyun olsun diye cep telefonlarını masanın üzerine bırakması üzerine gelişiyor. Yemek boyunca herkes birbirine gelen mesajı okuyacak, aramalar, görüşmeler herkesin duyabileceği şekilde yapılacaktır. Önce oyun gibi gelse de, işler bir süre karışır. Sırlar, ilişkiler ve özel yaşamlar ortaya dökülür. Yıllardır birbirlerini tanıyan insanların, birbirlerine, hatta kendilerine bile yabancı olduğu ortaya çıkar. Film, bir odada ve az oyuncu ile geçmesine rağmen, sıkmadan ilerliyor. Cep telefonlarının içine sığdırdığımız hayatlarımızı izleyeceksiniz. 
***
“The Danish Girl” (Danimarkalı kız)
David Ebershoff’un aynı adlı romanından uyarlanan film, sevgi ve aşk temalı, biyografi filmi. The Danish Girl, 2015 yılı, USA-İngiliz yapımı. Alicia Vikender, Amber Heard, Eddie Redmeyne’nin oynadığı, Tom Hooper’in yönettiği film, gerçek bir yaşam hikayesi.
Konusunu kısaca anlatmadan önce, bu filmi önyargılarınızı bir kenara bırakarak izlemenizi tavsiye edeceğim.
Danimarkalı ressam Einar, Gerda ile evlidir. Birgün Gerda’ya kadın model olarak poz vermesi gerekir ve hayatı değişir. Yine bu süreçte en büyük destekleyicisi eşi olur. Biraz dramatik bir öykü bu, ancak gerçekten sevginin ne demek olduğunu başka bir açıdan izleyeceksiniz.
***
“The İnvisible Guest”
Ters köşe yaptıran filmleri izlemeyi seviyorsanız, bu tam size göre. 2016 İspanyol yapımı.  Yönetmen, Oriol Paulo’nun çektiği filmin başrollerine, Ana Waganer, Dose Coronado, Mario Casas var. Suç ve gizem kategorisinde olan filmin konusu ise şöyle; Bir işadamı, fotoğrafçı bir kızla evlilik dışı ilişki yaşar. Bir kaza sonrası 23 yaşında bir gencin ölümü sonucu cinayetle suçlanırlar. Savunmalarını üstlenen avukat Virginia Goodman, davanın seyrini değiştirmek için delil arar. Yüksek tempolu bir film, ve izlerken sonunu kestirmek çok güç.
Gerilim, suç filmlerini sevenlerin ilgisini çekeceğini sanıyorum.
***
Hangi diziyi izlesek diye düşünenler varsa, “Lacasa de papel” önerebilirim. 2017, İspanyol yapımı olan dizinin konusu şöyle; İspanya Kraliyet Darphanesini soymak isteyen profesyonel soyguncular, aylarca çalışarak planlarını hayata geçirir. İçeride onlarca rehine ile birlikte kapalı kalırlar. Oldukça heyecanlı bir dizi.
Bu haftalık bu kadar, keyifli izlemeler.
Sevgiyle kalın

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...