İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ben kimim biliyor musun?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Devletin varlaşması ile devlet yöneticileri ve yakınları kendilerini dokunulmaz ve hatta iltimaslı oldukları kanısına vardılar. 'Devlet' genel anlamda 'egemen hâkim gücün kullandığı mekanizmadır'; devlet egemen güçlerin çıkarına hizmet ederken egemenlik altındakiler yani yönetilenler onların kulu olup yine onlar için çalışıp hizmet etmek ve yaşamak zorunda.
Dünden bugüne devleti yöneten birkaç kişi “ben vatandaşlarım için varım devlet onların hizmetindedir” derken yine birkaç kişi günün her hangi bir saatinde tebdili kıyafetle birkaç adamıyla çarşı pazar dolaşır bilgi alır. Bu gibi yöneticiler yaşam tarihimizde pek az olmasına rağmen toplumsal yaşama ivme katmıştır. Yine yöneticilerin çoğu ise bildik kelimelerle edasıyla parmağını sallayarak ve sesini yükselterek “sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye başlayan şımarık ve bir o kadar ukala sevimsiz laflarını ve tavrını sergiler.
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” Beylik bir laf olurken konuşanın nasıl bir ruh hali içinde olduğunun acizliğinin saldırgan bir tavırla karşısındaki ezmeye ve hakir görmeye çalıştığının farkında bile değil ya da bilerek yapmakta. Onun için “ben varsam onlarda var” mantığı egemenlik/hâkimiyet kurma yani efendi köle ilişkisi görülmekte. Yöneticilik ister atanma ister seçilmişlik olsun ömür boyu olmadığını sağır sultan bile bilir, özellikle doğu ve gelişmekte olan ülkelerde devlet anlayışı toplumsal anlamda olgunlaşmadığı için devlet yurttaş mantığı değil devlet köle/maraba mantığı hâkimdir.
Devletin seçilmişi merkezi ya da yerel pek fark etmiyor, yine devletin atanmışlarına bulunduğu konum gereği ayağına çağırdığı gibi, hakaret etmekte kimi zamanda devletin güvenlik güçlerini çıkarı için kullanmakta. Bir dönem iktidar partisinin Hatay vekilinin oğluna kimlik soran polisleri sıraya sokup ağır sözler etmesi; yine iktidar partisinin Akyazı ilçe başkanının sağlık ocağında öncelikli neden bakılmadı diye kadın doktora ağır sözleri bize hiçte yabancı gelmiyor. Hele ki atanmış adliye ve güvenlik kurum çalışanlarının vatandaşın işi kendilerine düştüğünde nasıl tavır aldıkları aşikârdır; hatta sevgilisi telefonu açmıyor diye devletin polisini peşine takıp kaldığı yurdu basan savcımızı bilmeyen kalmamış. İş bunlarla da kalmıyor iktidar partisinin bir ilçe yöneticisinin basına düşmüş olan sözleri ibretliktir, “Sen bakma benim kantinci olduğuma. Ben… Gençlik kolları başkanıyım, gerekirse senin üniformanı soydururum.”
Bireyin yurttaş olma ve haklarını sonuna kadar bilip kullanma özgürlüğünü bilmedikçe birileri bunu kötü biçimde kullanıp toplumu celebin sopasını kaldırdığı gibi yönetir. Yurttaşların koyun yöneticilerin de celep olmadığını bu toplumun yüzde onu biliyor geri kalan inatla bilmemek ve öğrenmemekte. Bu nedenle iktidar partisi ve atanmışların içinden bulunduğu yeri hazmedemeyenler hesap vermemek için “sen benim kim olduğumu biliyor musun” demekteler.
Yurttaşlar olarak onlara biz soralım “sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun?”
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...