İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ülkemize yazık ediyoruz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Daha önce de bu konulara benzer konulardan söz etmiştik. Nerde yeşillik var, orman var, dereler var, zeytinlikler var orada doğa talanı var. Yazık oluyor bu ülkeye, ama yönetenlerin derdi bu değil. Bu ülke bu hale layık değil. Esasen hangi konuya el atsanız göğsünüz kabarır gurur ve mutluluktan uçarsınız. Yer üstü zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır, yer altı zenginliklerimiz tüm dünyayı kıskandırır. Coğrafi konumumuz tüm dünyayı kıskandırır. Bir de bu ülkeyi yönetenler için böyle söyleyebilsem Türkiye'yi yönetenler tüm dünyayı kıskandırır diye, Türkiye Dünya Lideri oluruz. Önce Bor madenimiz, sonra toryum ma
denimiz, daha sonra feomidyum ve de Osmiyum. Hepsinin en zengini Türkiye.
Osmiyum dünyada en çok nerede bulunuyor? Evet bildiniz, Türkiye'de. Tahmin edilen rezerv ne kadar? 127.000 ton. 
Sonra hangi ülke geliyor? Bulgaristan. Onun rezervi ne kadar? 2.500 Ton. Pekiiii! Sahip olduğumuz Osmiyum'un maddi değeri ne? Çok şaşıracaksınız 9 trilyon USD olar. Peki bizim iç ve dış borçlarımız ne kadar? Dış borç 432.4 milyar dolar. İç borç 2002'de 366 milyar iken tüm satılan fabrikalar, adalar, madenler, bankalar, şirketler gibi milletin mallarına rağmen 2017 de 3 trilyon 316 milyar olmuş. Ülkemiz iflasta ama osmiyum bunun 3 katını karşılıyor. Bütün dünya madenlerimizi satın almak için sırada, biz de satmak için pazardayız. Esasen bu yazımdan başlayarak ülkemizin yer üstü ‘biyolojik zenginliği’ni anlatacaktım size.
Gelin ülkemizi daha derinden tanıyalım sevgimiz artsın. Türkiye, orta enlem kuşağında yer alır. Deniz seviyesinden iki bin metre ve üzerine uzanan pek çok dağları, platoları ve ovalarıyla farklı iklim koşulları isteyen binlerce canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. Tüm Avrupa Kıtasında 12000 canlı türü varken Türkiye'de 9000 canlı türü yaşar bunun da 3000 kadarı endemiktir yani sadece Türkiye'de vardır. Vadiler ve çöküntü alanlarının yarattığı mikroluma etkisi, tür zenginliğini daha da arttırmaktadır. Eski dünya kıtaları arasında köprü görevi gören Türkiye, son iki milyon yılda yaşanan buzul çağlarında pek çok canlı türü tarafından sığınak olarak kullanılmış ve günümüzdeki biyolojik çeşitliliğe kavuşmuştur. Ancak öncelikle sığınak koşullarını sağlayan yer şekillerinin gelişimini özetlemek gerekir. 
Türkiye, jeolojik açıdan genç bir ülkedir ve halen devam etmekte olan bir dağ oluşum kuşağında yer almaktadır. 65 milyon yıl önce başlayan bu dağ oluşumu hareketleriyle Afrika, Arabistan ve Hindistan kuzeye, Avrupa ve Asya'ya doğru ilerlemekte ve bu ilerlemenin sonucunda temas sağlanan kesimlerde yüksek dağ kıvrımları oluşmaktadır. Bu durum bir dünya haritasında rahatlıkla gözlenebilir. Çevresindeki büyük kıtalarla kıyaslandığında çok geç deniz yüzeyine çıkan Anadolu, Afrika'nın eski Akdeniz'in (Tetis) tabanındaki tortulları itekleyip yükseltmesiyle Toros Dağları'na kavuşmuştur. 
Anadolu, yaklaşık 12 milyon yıl önce Arap levhasının yılda 2-3 santimetre kadar hızla itelemesiyle doğu kısmından yükselmeye başlamış, batı kesimi ise gevşeme sonucu kırılmalarla bloklar halinde çökerek Gediz ve Menderes Nehirleri için hazır vadiler oluşturmuştur. İç Anadolu Kapalı Havzası da aynı dönemin eseridir. Yine aynı dönemde Karaman'ın kuzeyindeki Karacadağ'dan Ağrı Dağı'na dek uzanan hat boyunca volkan dağları yükselmiş ve günümüzdeki şeklini almıştır. Türkiye bu nedenle dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir ve bu hareketler halen devam etmekte olduğundan deprem yönünden de aktif durumdadır. Bugün, Avrupalı canlılara daha çok Karadeniz ve Batı Anadolu'da, Afrikalı türlere ise Akdeniz'in sahil şeridi ve Güneydoğuda, Asya kökenlilere ise Doğu ve Orta Anadolu'da rastlanmaktadır. Sevgili Okuyucumuz yazımız merakınızı çekti ise haftaya devam edeceğiz. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...