İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yaşadığımız kente sorumluluklarımız var!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bu sabah Bitez sahilinde yürüyüş yapıp     denize girdim.                Bitez gibi her bir koyu ayrı güzel Bodrum Yarımadasında hala yazdan kalma bir hava, deniz çarşaf gibi, havada bahar ve çiçek kokuları….
Yazın o insanı rahatsız eden kalabalığı, ses ve görüntü kirliliği yok.
Bodrum yeniden gerçek sahiplerine, yaşamını burada sürdüren insanlara kaldı.
Kuşkusuz, yalnız Bodrum değil, Ege ve Akdeniz sahilleri de aynı iklimi yaşıyor.
Böylesine huzur dolu bir kentte yaşamak gerçekten bir ayrıcalıktır.
Peki iklimi, doğası, tarihi ve kültürel değerleriyle dünyanın en güzel ülkelerinden olan yurdumuzda bizler ne kadar huzurlu, ne kadar mutluyuz?
Ne kadar biliyoruz değerini, bu güzel ülkenin?
Ülkeyi yönetenlerden memnun olmadığımız kesin de, bizler; bu coğrafyada yaşayan yurttaşlar, yaşadığımız kentlere karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyor muyuz?
Yalnızca şikayet etmek, sorunları sıralamak yetmiyor, yönetime ve yönetenlere müdahil olmak gerekiyor.
Ortaya koyduğumuz her soruna bir de çözüm önerisi getirmek, sorunun değil, çözümün parçası olmak zorundayız.
Önümüzde ülkemiz adına tarihsel öneme sahip yerel seçimler var.
29 Mart 2019 da önümüze sandık gelecek ve bizler yaşadığımız kentleri yönetecek kişileri seçeceğiz.
Mahallede muhtar, İl ve İlçelerde, beldelerde Belediye Başkanları, Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından birilerini tercih edeceğiz.
Cumhuriyet yönetiminde, halkı, yine halkın içinden, kendi seçtiği insanların yönetmesi esastır. Demokrasinin vazgeçilmez koşulu da halkın iradesine saygı göstermektir.
Tam da bu nokta da sorun başlıyor.
Önümüze gelen sandığa oy atarak, görevimizi yapacağız ancak aday tercihi yapma hakkı ne yazık bizlere verilmiyor.
Bize sunulan alternatifi partimizin tercihi     olarak sandığa atarak bir anlamda vicdanımızı     rahatlatıyoruz.
Ama vicdanımız rahat mı?
Gerçek anlamda halk iradesinin sandığa yansıdığına inanıyor muyuz?
Elbette hayır!
Şu an uygulamada olan mevcut siyasi partiler ve seçim yasası, demokratik bir seçim yapılmasının önünde önemli bir engel kuşkusuz, ancak siyasi partiler kendi içinde demokratik davranabiliyor mu?
Sanıyorum büyük çoğunluğumuzun cevabı da hayır, olacaktır.
Eğer büyükşehir sınırları içerisinde yaşıyorsanız, siyasi partilerin kurmaylarının belirleyeceği büyükşehir adaylarını beklemek zorundasınız, daha sonra büyükşehir adayının da etkili olacağı bir süreçte ilçe belediye başkan adayı belli olacak.
En sonunda da meclis üyesi adaylarının sıralaması yapılacak.
Kriterleri, yöntemi belli olmayan bu aday belirleme sürecinde halk nerede?
Parti üyelerinin görüş ve önerileri, tercihleri     nerede?
Bir anlamda demokrasi oyunu oynuyoruz.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, sonuçta kendi yaşadığımız kente sorumluluğumuz gereği, sürecin kıyısından, köşesinden de olsa dahil olmak, daha yaşanır bir kent amacına yönelik çabalarımızı yoğunlaştırmak zorundayız.
Uygulanacak yöntem ne olursa olsun; kitlesel destek, kamuoyu baskısı, sosyal medya hala     etkisini koruyor.
Bu nedenle, geçmiş siyasi deney ve birikimi, vizyonu, yetenekleri, mücadele geçmişi ve de en önemlisi kişilik ve inancını yeterli ve uygun gördüğümüz adayları desteklemeye devam edeceğiz.
İçinde bulunduğumuz koşullarda başkaca yapacak bir şey yok.
Her türden sosyal grup ve çevrenin temsil edilebileceği, liyakatın esas olacağı belediye meclisleri bence işin en önemli yanı.
Belediye meclisi üyelerini kollektif yönetim anlayışıyla değerlendiren, yetki ve sorumlulukları onlarla paylaşmasını bilen, özgüven sahibi, kompleksleri olmayan belediye başkan adaylarıyla birlikte seçilen meclis üyelerinin muhtar azası gibi davranmaması, proje üretmesi, iş takibi yerine proje takipçisi olması tercih nedeni olmalıdır.
Son yasal düzenlemelerle yetki alanları hayli genişleyen muhtarların seçimi de yaşadığımız kente sorumluluklarımızdan biridir.
Umarım yaklaşık beş ay sonra yapılacak yerel     yönetimler seçimleri barış ve huzur içerisinde     tamamlanır. 
Dilerim bu seçimler ülkemizde cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırıldığı bir sürece evrilir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...