İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Evrim

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

tSevgili Okurlarımız, Bu haftaki inceleme konumuz "EVRİM" yani "zamana bağlı değişim" olsun. İnsanın merakını çeken bir konu. Canlıların oluşumu, zamana bağlı değişimi tarih boyunca insanların merakını çekti. Kurbağanın yumurtadan çıkıp kocabaş oluşu, kuyruğunun yok olup, kurbağa şeklini alışı, küçücük bir yumurtanın, önce tırtıl olup, üzerine koza örüp içinden kelebek olarak çıkışı, sıcak ülke insanının Arap, yada zenci, soğuk ülke insanının beyaz oluşu nedendir? Evrim nasıl incelenip araştırılır? Öğrenelim. Aristoteles'ten bu güne değin bilginler, dünyanın başlangıcında yaşamın nasıl olduğunu ve canlıların nasıl ortaya çıktığını hep merak etmişler. İlk Doğa Bilimcilerinden Linnaeus'a değin, tümünün bir noktada birleştikleri görülmektedir. O da bitki ve hayvan türleri başlangıçta özdeş biçimdedir. Yani özde eş biçimdedir. Bu konuda hiç biri kuşku duymamıştır. İngiliz doğa bilimcisi Charles Darwin'in 1859'da "Türlerin kökeninde" açıkladığı devrimci     görüşler, yalnız bilim alanında değil, din ve felsefede de büyük bir etki yapmıştı. 
Canlı yaratıkların kuşaklar boyunca anatomik ve fizyolojik değişikliklere uğradıkları, evrim bilimcileri arasında ilk kez sözü edilen bir konu değildi. Fransız doğa bilimcisi Jean Baptiste, Lamarck'ın evrimle ilgili kuramının, Darvin'den yarım yüzyıl önceliği vardır. 
Lamarck'a göre türler, çevresel etkenlerden, ya da organlarının kullanılıp, kullanılmamasından doğan değişimlere uğrarlar. Ve bu değişimleri genetik olarak yeni nesillere aktarırlar. Örneğin Lamarck, zürafanın uzun boyunun, beslendikleri çevredeki yüksek dalların yapraklarına ulaşmak için boyun bölgesini sürekli olarak germesinden doğduğunu ve uzamış boyunun soylarına geçtiğini savundu. Ne yazık ki, bu kuram uygun kanıtlarla hiçbir zaman desteklenemedi. Fakat Darwin ve yurttaşı Alfret R. Wallace tarafından paylaşılan varsayımın kesin bir üstünlüğü vardı. Darvin, kuramını destekleyici bir çok kanıt toplamıştı. 
Bu kanıtlar zaman içinde geçirdiği sınavlara karşı koydu. Darwin'in kuramında temel olarak gözlenen, bitki ve hayvanların yaşamlarını sürdürenden çok daha fazla sayıda üredikleri noktasındadır. Bilimde bu konu güç olarak bilinir. Örneğin, istiridyeler bir kerede binlerce yumurta verirler, fakat yumurtadan çıkıp hayatını sürdürenlerin sayısı sınırlıdır. Karasineğin biyonik gücü daha da üyüktür. Dişi bir karasinek bir kerede ortalama 120 yumurta yapar. Ilıman iklimde bir dişi sinek, yılda yedi kuşak üretir ve yumurtalarının yarısı dişi olarak çıkar. 
Eğer sineklerin tümü yaşamlarını sürdürseler ve her kuşaktaki dişiler bu yeteneklerini kullanarak üreseler, bir yılsonunda bir sinek, altı trilyondan fazla sinek olurdu. Tek yumurtadan doğan ikizlerin özdeş genetik kalıtımı oldukları biliniyor. Gene de ikizler, değişlik yaşam koşullarında büyümüşlerse, biri daha uzun ve sağlam yapılı olabiliyor. Bu genetik olmayan çeşitlilikler, her iki ikizin çocuklarına geçmez. Bu genetik çeşitlilikler, doğal ayıklamanın dayandığı Darwin'in evrim kuramındaki yeni kalıtım özellikleri sağlar. Umarım siz de konuyu enteresan bulmuşsunuzdur. Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...