İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yasayı yapan sen uygulayan kim?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İçinde yaşamımızı idame ettiğimiz üç tarafı denizlerle çevrili ve boğazlarıyla tarihsel, politik ve ekonomik değere sahip olan büyük bir kısmı Asya kıtasının Anadolu, küçük bir kısmı Avrupa’nın Trakya yarımadasında olan bu güzel ülkede mutlu ve huzurlu yaşamak herkesin hakkı. Yaşam hakkı     sadece insan evladının değil tüm canlıların olmalı. Özellikle son iki (2) yüzyıldır yasa ve kararnamelerle bu hak herkese verildiği belirtilmekte. Zaman içinde iktidar erkini bulunduran güçler askeri darbelerle bunları daraltıp genişletmekte. Yine de ister Fırat ve Ergene’nin kıyısında ister Boğaz da yalıda otursun yasal hakları aynıdır demekte.
12 Eylül Askeri Faşist Darbesini yapanların     hazırlatıp halka onaylattığı 1982 anayasasının 2. ,5., 10., 24., 26.,34. ayrıca 90. maddesi insan     hakları, dokunulmazlık, örgütlenme, inanç ve vicdan     özgürlüğü ve buna benzer hakların yasal olarak     varlığını belirtir. Yasalar önün de herkesin eşit     haklara sahip olup ayrıcalıklı olunamayacağı yazar. Keza devlet baskı, cebir, şiddete karşı olduğu gibi “devlet korumasındaki” her kim olursa olsun     “devlet güvencesindedir” demekte.
Dünden bugüne gelelim, yasaların yapıldığı     günlerde 1982 ve takip eden günlerde gözaltı ve     tutuklulara yapılan işkence ve kötü muamelenin ve ölümlerin sebebi hala bilinmemekte. Çocukları için kaygı duyan anne/baba ve diğer yakınları akıbetlerini sorduklarında baskı ve şiddet gördü. Hatta     bazılarını gözaltına alıp günlerce kör hücrede tutup yıllarca sürecek mahkeme süreci başlattı. Devlet     yönetiminde bulunan  “konsey üyeleri” variyetlerine variyetkatarken yurttaşlarına baskı, cebir ve şiddet uygulamaya devam etti.
İktidar ve iktidara yakın olanların yazdıkları,     söyledikleri hatta baskı ve şiddeti görmezden gelen, hak talebinde bulunan basın açıklaması dâhil istemlerini dile getirenlere yapılan muameleyi görmezden gelmekte. Kendilerine muhalif kim olursa olsun     onları kötülemek aşağılamak ya da inançlarına göre “şeytan”  deme cüretini gösteren yöneticiler böyle yaparken sıradan kendi taraftarları da fiziki şiddeti uygulamakta.
Kendilerine yapılanı görgüsüz ve saygısız diyemeyip hemen adli görevlileri çağıranlar muhalefet eden kim varsa ister bazen adli soruşturma ve gözaltı bazen de elinin altındaki çirkin işleri yaptırdığı     kişilere yol vererek saldırtmakta bir sakınca     görmemekte. Dün haftanın belli günleri ve belli     ibadethanelerin önünde toplanıp gösteri yapanlara tahammül olalım diyenler, bugün işsizlik, pahalılık, açlık, gözaltına alınma ve cezaevlerindeki uygulamalara karşın basın açıklaması yapanlara şiddet         uygulamasına bir sakınca görmemekte.
Muhalif genel başkanlara ve diğer yetkililerine     çirkince saldırı yapanlara protesto hakkını kullanıyor deyip aynı günlerde “sosyal medya” üzerinden edepli eleştirilere dahi tahammül edemeyip gözaltı     yaptırmakta. Yasaları yapan yöneticiler yine yasaları kendince yorumlayıp uygulatanda yine aynı yönetici. 
Devlet yasalar yaparak eşitliği sağlamak     sorumluluğunda. Bu nedenle yasalar nezdinde     “devlet” eşitliği sağlayamıyor, kendi ve taraftarlarına ayrıcalık sağlıyorsa halkımızın bir sözü var “rüzgâr eken fırtına biçer”. 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...