İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Tanrı ve insanlar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

“Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez”  Demiş yüce yaradan insanlığa ilk emrinde ve ilk kutsal kitabı Zebur’da. 
“Yaşat” diye emretmiş sonra Tevrat’la İsrail oğullarına.  
İncil’de “Sev” demiş yaratılan her şeyi.
 Ve “Oku” Diye yazmış son kutsal kitap Kuran-ı Kerimde bütün insanlığa. İlim için, Bilim için, Cehalete, gaflete, kötülüğe düşmemek için Oku. 
“Yaşat” diye emir alan Yahudiler, 
Kendilerini üstün ırk ilan ederek ödürmeyi seçmiş nedense kendi ırklarından ve dininden olmayan herkesi. 
Güçsüz, yoksul, Cahil yada geri kalmış ülkelerin insanlarını sömürerek Onların sırtından doyarak “Sev”miş Hiristiyan aleminin insanları. 
Herşeye gereksiz, şeytan icadı diyerek İlimden, İrfandan uzaklaşan  safsata ve kulaktan dolma  şeylerle yolunu çizen, “Oku”mayı  din sömürücülerine inanmak  sayan Müslümalara ne denebilir ki?.
Yani anlayacağınız; “Kötülüklerin öğüdüyle yürüyor”, “Yaşat”mıyor, “Sev”miyor, ve “oku”muyoruz. Ama insanlık düşmanı bir sürü saçma sapan kişilere inanıp adı konulmamış din ve ırk savaşlarının tarafı oluyoruz. 
Kısacası modern dünyanın inanan insanları olarak kendimizden güçsüz gördüğümüz her canlıyı tanrının buyruklarını unutarak öldürüyoruz, zamanını, haklarını çalıyoruz ve sevmiyoruz. Dahası bunu cehaletimizi kabullenmeden çok bilmiş bir tavırla yapıyoruz bütün bunları
Yahudilerin vaad edilen toprakları ele geçirmek ve diğer ırklara üstünlüğünü kabul ettirmek uğruna yaptıkları katliam ve soykırımlar.  
Hiristiyan dünyasının başta Afrika ve Asyadaki geri kalmış yada az gelişmiş ülkeleri sömürmeleri. 
İslam ülkelerinin emperyalistlerin  piyonu olma yolunda cahilce, şuursuzca yuvarlanmaları, parçalanmaları, kendilerine layık görülen terörist damgasıya  kendi coğrafyalarının kan  gölü olmasına seyirci kalmaları. Cehaletlerinden kaynaklanmıyor mu?
Kısaca yüce yaradan Kutsal kitaplarında  kötülerle yol gitme, Yaşat, Sev Ve Oku diye emretmişken kötülerle yoldaş olmuş, Yaşatmayan, Sevmeyen ve okumayan insanların kendilerini muhafazakar dindar ve yahutta model insan olarak görüp bunu topluma kabul ettire bilmiş olmaları ne hazindir.
İnsanlar kibirleriyle yaradanlarını sınıyor gibiler. Bu İnsanoğlunun yaşadığı öyle bir kibir ki; Kendilerini yaratanın emirlerini bile kendi çıkar ve emelleri doğrultusunda değiştirmekte sakınca görmez olmuşlar.
Bunun hesabını kime ve ne zaman vereceklerini ben söylemesem de herkes biliyor zaten…
Prof. Dr. Saffet Solak’ın bir anısıyla veda edeyim istedim sizlere
TIP FAKÜLTESİNİ yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim.Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer. 
İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi.
Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yolyorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı.
Saatler ilerliyor,ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Saatler epey ilerledi ama yine bir hareket yoktu.
Evin büyüğü olan hacı anneye sıkılarak sordum:"Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?"Hacı anne:"Evladım treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.Merak ettim, tekrar sordum:"Trenden sizin bir yakınınız mı inecek?"Hacı annenin cevabı inanılacak gibi değildi:"Hayır evladım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok. Ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda, ışığı yanan bir ev bulmazsa, sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ışığı yanan bir ev bulsun diye bekliyoruz." 
Vesselam…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...