İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Milli Eğitim’den emekli olan çocuklarımız

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Çocuklarımız bizlerin yaşadığı bu dünyada en çok önemsediğimiz varlıklar olduğu çoğunluğumuzun ortak paydasıdır.
Bunun aksini söylemek biraz aykırı olur
Bütün çabamız gayretimiz çekirdek ailemizle en güzel, en kaliteli ve huzurlu bir yaşam sürdürmektir.
Hele konu, gözümüzden bile sakındığımız çocuklarımızın eğitimi söz konusu oluğunda ise daha bir başka mücadele ederiz.
Onlara eziyet, mi yaparız, yoksa iyilik, mi bilinmez.
Bütçesi biraz iyi olan aileler daha çocukları 24 aylık olmadan anaokuluna yazdırır, çocuğunun üstün meziyetleri olmasını isteriz.
“Benimki daha yeni başladı anaokuluna ama İngilizce renkleri söylüyor biliyor musun “diyerek övünür.
Çocuklarımız en çok zamanı anne ve babası ile geçirir iken ortamı değişmiş ve artık bakıcılar, öğretmenler, kantinciler, servis şoförleri ve sınıf arkadaşları ile zaman geçirir olmuştur.
Bu sebep ile çocuklarımız aile içi örf ve adetlerden daha çok toplumun davranış biçimini örnek alır
Çocuklarımızın Eğitim hayatındaki hazırlık sınıflarını ve yurt dışı eğitimi, lisansüstü iki yıllık eğitimleri de dâhil edersek mezun olduklarında 25 -28 yaşlarında olurlar.
 İş bulabilirse 30 yaşında evine ekmek götürebilir.
Bıktırıcı ve içi boş  bir eğitim sistemimiz  olduğu için, eğitim hayatından (emekli) mezun oluktan sonra bir daha okulun etrafından bile geçmemeye birçoğu yemin bile eder.
Hayatı yaşamak çok önemli bir iştir ya mevcut sistemin içinde öğrenci emeklisi olacaksınız hiçbir iş bulamayacak babanızın annenizin dizinin dibinde oturup hiç (iş bulamadığın için ) çalışmadığın için, üretken olamayan pasif biri olacaksınız ya da hayatı yaşayacaksın.
Hayatı nasıl yaşayacaksın
Her hangi bir şeyi elde edebilmek için çok çalışacaksın, çok emek vereceksin
Emek vermeden aldığın, harcadığın, giydiğin, okuduğun hiçbir şeyin kıymetini bilmek mümkün olmaz.
Bir annen bir baban varsa dünyanın en şanslı insanısın demektir.
Eğer onların sırtındaki yükü azaltmak için uğraş veriyorsan hayatı yaşamaya başlıyorsun demektir.
Okuduğun halde yıllar geçmesine rağmen hala bir işin yoksa ve boş boş geziyorsan sen maaş alamayan bir eğitim emeklisi         olmuşsundur.
Anneni ve babanı da bu hayattan soğutursun demektir.
Hayatı yaşarken üretmek gerekir ki tüketirken mutlu olasın.
Hayatı yaşarken adil olunmalı, güvenilir olunmalı, çalışkan olunmalı ve paylaşımcı olunmalı.
Yeni milli eğitim bakanımız Ziya Selçuk,un eğitim ile ilgili aldığı kararları doğru olduğunu ve alacağı kararlarında gelecek nesillerimize faydalı olacağını         düşünenlerdenim.
Daha öncesinde mevcut sistemin diploma verelimde ne yaparsa yapsınlar diyen anlayıştan meydana gelen eğitimli İşsizler ordusu yerine,
“Ha bu gelen birdir” diyelim ve eğitim sistemini bu topluma yakışır bir şekilde gelecek nesillere ufuk açan bilimi esas alan insanlar yetiştirelim diyorum.
Sistemli …!  Bir şekilde içi boş eğitim ülkemizi uluslararası zeminde de zavallı bir duruma sokar.
Gençlerimizi eğitimden emekli etmeyen bir eğitim sistemine geçeriz inşallah! 
“İnsan değişirse dünya değişir”
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...