İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Derneklerdeki zübükler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Dernekleri benimsemek demek, kişinin içinde yaşadığı toplumun değişim sürecinde bir seyirci olmaktan çıkıp, toplumsal değişim olgusuna aktif katkıda bulunmaya karar vermesi anlamını taşır. 
Toplumsal başarıya bilinçli olarak katkıda bulunabilmek için öncelikle sosyal sorumluluk hissetmek gerekiyor.
Dernek siyasetle uğraşmaz? Bu madde her derneğin tüzüğünde yer alır. 
Dernekler her siyasetin üstündedir; çünkü, her siyasi görüşten insanı içinde barındıran, toplumun tüm problemlerini tarafsız bir duruşla rahatlıkla görebilen ve yeri geldiğinde savunmasını yaparak çözüme giden         kurumlardır. 
Bir derneğin tek bir siyasi görüşün taraftarıymış gibi durması farklı görüşteki insanlara saygısızlık anlamını taşıyabileceği gibi derneğin tarafsız kalabilmesini, gelişmesini engelle ve derneğin kuruluş amacı dışında bir yol izlemesine neden olur. 
Özellikle dernek yöneticilerinin kendi siyasi görüşlerini ön plana çıkarmaya çalışması; başta dernek tüzüğüne aykırıdır. Daha önemlisi fikirlere saygı, eleştirilere açık olabilmek, adalet ve dürüstlük gibi kavramlar zaten dernekçiliğin de temel ilkelerindendir. Bunun aksine olan davranışlar derneğe de dernekçiliğe ve topluma zarar verir. 
Sivil toplumun örgütlenmesini amaçlayan derneklerde olmasa olmazlarını şöyle sıralıyabiliriz
-İnsan ilişkileri önemlidir ve yapılan işlerde insana değer verilir, kişilerin onurları gözetilir.
-Faaliyetlerde ve projelerde güven uyandırmaya önem verilir.
-Amaç ve kaynaklarda şeffaflık önemli
dir, hesap verebilir olma ilkesi ön plandadır. 
- Dernek yöneticilerinin gizli saklı beklentileri veya dernek başkanlığı etiketiyle kendisine çıkar sağlaması kabul edilemez,-İnanç, etnik köken, siyasi düşünce, cinsiyet, sosyal konum farklılıkları gözetilmeksizin her kişi ve kesime eşit yakınlık amaçlanır. Herkese eşit olanaklar sunulur.-Sorunlara çözüm aranırken profesyonellik ve objektiflik ön planda tutulur.-Asıl olan konuyla ve amaçla ilgili olarak sunulan hizmetin kalitesi ve etkinliğidir.-Toplumsal adalet hedef alınır. Hizmet edilen birey ya da kesimin yasal hakları gözetilir.-İdeolojik veya siyasi etkilerden bağımsızlık, bireysel çıkarlardan uzak durmak esastır.-Temel amaç derneğin (STK) misyonu doğrultusunda toplumsal bir sorunu çözümleyebilmek amacıyla hizmet etmektir.
Buraya kadar her şey tamam. Bir STK'da olması gerekenleri ve dünyadaki yapılanma şekillerinden bahsettik. Peki bizdeki yapılanma, yönetim, amaç ve faaliyetler gerçekten öylemidir.
-Başkanlık etiketi ile  şan-şöhret amacında olanlar.
-Hiçbir partinin arka bahçesi olmayacaz söylemleriyle kurulan dernekleri siyasi beklentileri nedeniyle bağlı bulundukları partinin ön bahçesi yapan başkan ve yönetim kurulları
-Hemşehri derneklerinde memleketlerine hizmet, dayanışma ve yardımlaşma hedeflenmesi gerekirken kendilerine memleketlerinin ismiyle ün, itibar sağlamaya çalışan zübükzadeler.
Aklı fikri 3-5 ünlü ile resim çektirme derdinde olan yarım akıllı yöneticiler.
Dayanışma ve birlikle güçlü bir irade olabilecekken ihtiyaç sahiplerine gurbette okuyan öğrencilerine sahip çıkma yerine yemeklerde veya medyada boy göstermeyi amaç belleyen kompleksli yöneticiler. 
Sahip olduğu parasından başka hiçbir vasfı olmayan, sosyalleşmekten uzak, toplum menfaatlerini umursamayan sonradan     görmeler
Anlayacağınız kentlerine hizmet etmeleri gerekirken kentlerinin isimlerini sömürerek kendi çıkarları ve amaçlarını ön planda tutan kişilik erezyonuna kapılmış şahsiyetler, yada mesleki derneklerin siyasi anlayış içinde görevlendirilen yöneticiler olduğu sürece birlik, beraberlik,dayanışma ve yardımlaşma bekleyen toplulukların her zaman hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmazdır. 
Aziz NESİN’in yazdığı, kemal SUNAL’ın oynadğı “Zübük” filmini hatırlarmısınız? final sahnesinde Kemal SUNAL’ın 
"Aslında hepimiz birer zübüğüz, zübük olmaya zorlanmışız. Zübüklerden kurtulmanın birinci çaresi önce kendimize bakmak, kendi zübüklüğümüzden kurtulmaya çalışmaktır."  Demesini ben hiç unutmadım o kadar doğruydu ki tespit…
Ne diyeyim ki  şimdi… “Allah bizi zübükzadelerden ve zübükleşmekten korusun, onları da ıslah etsinden başka."
VESSELAM

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...