İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Müslümanların sekülerizm (dünyevileşme) hastalığı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bugün konuşacağımız, tartışacağımız hatta üzerinde duracağımız en önemli konulardan biriside sekülerizm'dir. Dünyevileşmek, yani manadan, değerlerden uzak sadece madde ve kazanç..
Nedir bu sekülerizm (dünyevileşme)?
Sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhanî meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket, şeklinde nitelendirilir. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık, dünyevileşme diye nitelemiştir.
Bu sekülerizm (dünyevileşme) Müslüman aleminin içerisinde bir veba hastalığı gibi günden güne yayılmaktadır.
Yarım asırdan bu yana bilhassa Müslümanlar giderek dünyevi bir yozlaşma yaşamaktadırlar. Başta körfez ülkeleri olmak üzere İslam ülkelerinde dünyevileşmenin inanılmaz bir hızla ilerlediğine hayretler içerisinde görmekteyiz.
Lüks ve israf Müslümanları esir almış, burnunun dibindeki fakir ve ihtiyaç sahiplerini göremez hale getirmiştir.
Halbuki peygamberimiz geçmişten günümüze işaret ederek şöyle buyurmuştur;
"Her ümmetin bir fitnesi (bir imtihan sebebi) vardır. Benim ümmetimin fitnesi de dünya malıdır." (Tirmizî, Zühd: 26)
Her geçen gün insanlar sekülerizm girdabının içerisinde kaybolurken maalesef yolunu en fazla kaybedenler Müslümanlar oluyorlar..
Güneşi görünce eriyen kar gibi Müslümanların infak, paylaşma, yardımlaşma ve kardeşlik duygularını sekülerizm (dünyevileşme) eritiyor, bitiyor..
Mal- mülk, makam-mevkii kaygısı artık hastalık haline dönüşmüş, bu kişiler hem kendilerine hemde çevresindekilerini tahribata uğratmaktadırlar.
Ağızlarından Müslümanlığı düşürmeyenler ve her cemiyette göğüslerini gererek bunu dile getirenler neredesiniz?
Yılda altı milyon insan açlıktan ölüyor!
Afrika 'da her dört insandan birinin aç ve her gün 24 bin insan açlıktan ölüyor!
Her yıl 0-15 yaş arası 15 milyon çocuğun yeterli besin ve temiz su olmadığı için hayatını kaybediyor!
Ülkemizde ise TÜİK'in açıkladığı nisan ayı işsizlik rakamlarına göre işsizlik 3.4 puan artışla yüzde 13 oldu. Lüks hayatlarından vazgeçemeyenler bu işsizlik oranlarını görmüyor mu?
Yine ülkemizde günde altı milyon ekmek çöpe atılmaktadır. “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz, Allah israf edenleri sevmez” ayeti herkesin dilinde olmasına rağmen yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde bu kadar ekmeğin çöpe atılması nasıl izah edilebilir?
İbn Haldun, toplumların yıkılışını fetih, ganimet, konformizm, rehavet ve çöküş olarak açıklar. Bugünkü çöküşe giden toplumlar ise yokluktan değil, varlıktan, refahtan, israftan, taklitten, tüketim hastalığı ve marka hastalığından olacaktır.
Gün geçtikçe Müslümanlar sekülerizm (dünyevileşme) girdabından çıkamaz hale gelmiştir. 
İlimsiz, irfansız, kültürsüz ve sanat’tan uzak toplumlar pusulasız gemiler gibidir. 
Pusulası olmayan gemiler denizlerde batmaya mahkumdur.
İlimde, irfanda, kültürde ve sanatta değil,
Lükste, israfta, tüketimde ve markada yarışır hale geldik!
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...