İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Sorunlar askıda kalmasın

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz giderek toplu intiharlara kadar sürükledi insanları. Ancak burada bir konuya açıklık getirmekte yarar var. İnsanlar kendi özgür iradeleriyle böyle bir eylem yapıyorlarsa anlamak mümkün de, onların iradesi dışında aileyi ya da başka kişileri  bu yola itmek bir anlamda cinayet sayılır.
İşin sosyolojik yanını, psikolojik boyutunu bilim insanları araştıracaktır kuşkusuz ancak bir kişi ekonomik nedenlerle kendisini ve ailesini öldürecek duruma gelmişse, orada durup düşünmek gerekir.
Çaresizlik çok kötü bir durum ve o eşiğe geldikten sonra kimin hangi tepkiyi vereceğini kestirmek pek mümkün olmuyor.
Tahmin ediyorum her iki toplu intiharda da bu olayı gerçekleştiren aileden sorumlu kişiler önce kendi yaşamlarından vazgeçmişlerdir. Ancak “benden sonra bu aile nasıl yaşayacak kaygısı” olayları bu noktaya getirmiştir.
Bu olaylardan yola çıkarak insanları yargılamak, suçlamak kolay.
Her ne kadar insanların yaşamlarına son vermesinin hiçbir haklı gerekçesi olmaz desek de, yaşanılan bu büyük ekonomik kriz ve içinde bulunduğumuz vahşi sistemin sonucu insanlar sağlıklı düşünebilme, doğru karar verebilme yetisini kaybediyorlar.
Ülkemiz tarihi boyunca çok büyük sıkıntılar yaşadı.
Devletin vatandaşına sahip çıkması bir yana, kimi zaman asimile, kimi zaman yok sayma ve hatta yok etme politikalarının uygulandığına tanıklık edildi.
Geleneksel aile yapısından kaynaklanan dayanışma duygusu çoğu zaman ayakta tuttu insanları ve zor günleri bu dayanışma sayesinde atlattık.
Vatandaşının en doğal yaşam hakkını savunmak, en temel ihtiyaçlarını karşılamak, her ne kadar devletin görevi olsa da kimi zaman bizi yönetenlerin bu görevi gereği gibi yapamadıkları, savsakladıkları ya da ihmal ettiği oluyor.
Öylesi zamanlarda en etkili yöntem, zorda kalan yurttaşlara yardım edebilecek mekanizmaların harekete geçirilmesi.
Bölgede bulunan yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve duyarlı yurttaşların çabası çok büyük önem taşıyor.
Benzer bir olayı Bodrum’da yaşıyoruz.
Eğer devlet bir yerde Yüksek Öğrenim Kurumu açıyorsa, öncelikle orada eğitim görecek öğrencinin barınma yani yurt sorununu çözmek durumundadır.
Yaklaşık 7 yıldır faaliyet gösteren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesine bağlı Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesinde eğitim gören 400 civarında öğrenci bölgedeki ev sahiplerinin, apart ya da pansiyon işletmecilerinin insafına terkedilmişler.
Yurt olmayınca doğal olarak ulaşım ve güvenlik sorunu da yaşanıyor.
En azından bürokrasiyi harekete geçirmek, yapılacakları hızlandırmak adına yapılan çağrılara toplumun her kesiminden çok olumlu tepkilerin gelmesi, bir kez daha dayanışmanın ve örgütlü davranmanın yararını, önemini ortaya çıkardı.
Bir yandan bu sorunun çözümünün takipçisi olurken, diğer yandan öğrenciler başta olmak üzere Bodrum da yaşayan ihtiyaç sahibi yurttaşlarımızın yiyecek, giyecek ve gıda gereksinmelerini karşılamak üzere çevremizdeki işyerlerinde “ASKIDA” kampanyası başlatamaz mıyız?
Örneğin yakınımızdaki fırından iki ekmek alıyorsak üç ekmek parası ödeyip”1 ekmek askıda” diyebiliriz. 2 paket makarna alan da “1 paket makarna askıda” yapabilir.
Örneklerini çoğaltacağımız bu uygulamalarla kendimizi de zorlamadan birçok yurttaşın kimi ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olabiliriz.
Geçmişte kimi lokantalarda, fırınlarda bireysel çabalarla başlatılsa da organize biçimde yapılamadığı için sürekliliği olamadı.
Belediye kafeteryalarından başlayarak, çevremizdeki fırın, lokanta ve marketlerde bu kampanyayı başlatabiliriz.
İnanıyorum ki, yurt sorununda gösterilen duyarlılık bu konuda da gösterilir ve Bodrum’dan bir kıvılcımı daha ateşlemiş oluruz.
Bodrum’u magazin sayfalarından değerlendirenlere pek inandırıcı gelmese de Bodrum’un bir de öteki yüzü var.
Bodrum’da yalnızca eğlenmek, dinlenmek, para harcamak için gelen varsıllar yaşamıyor.
Kitle taşıma ücretlerinin ve ev kiralarının çok yüksek olduğu Bodrum’da ay sonunu zor getiren, geçim zorluğu çeken yoksul ve dar gelirli insanlar da yaşıyor.
Haydi! gelin, hep birlikte, ihtiyaç sahibi yurttaşlarımıza, ailelerine, özellikle de çocuklarına ve zor durumdaki öğrenci gençlere destek olalım.
Sorunların askıda kalmaması, yeni sorunlar çıkmaması için
“ASKIDA” kampanyasını el birliğiyle başlatalım.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...