İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Umut

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Üzerinde yaşamı idame ettiğimiz bu topraklar yani güzelim dünya dünden bugüne ne hale geldi hala birilerinin ilgisini çekmiyor. 
Gözlerine ve gönüllerine mülkiyet ve sahip olma hırsı bürümüş olanların duyguları, vicdanı olmadığı gibi insani değerleri de kalmamış.
Sahip olmak mala mülke,
Sahip olmak ağaca, taşa toprağa, 
Sahip olmak doğaya ve tüm canlılara,
Hâsılı hemen her şeye sahip olmak istiyor bu nedenle birileri kimseye bir şeyler vermek paylaşmak istemiyor, diyor ki her şey benim, benim olmalı.
Kimin elinde varsa onları zorla ve baskıyla almak bu da yetmez ise kara kaplı kitaplar, yasalar ile almak istiyor. 
Bazıları diyor ki “ben ve çocuklarım, akrabalarım, hısımlarım ve onların akrabaları hısımları ve ardından bana biat edenler, her dediğimi yapanlar varsa,” şayet varsa ki toplumu geleceği ve yaşamı yani umudu onlar yok etmekte.
Üzerinde yaşamımızı idame ettiğimiz bu güzelim dünyada mevsimlerin dönüşümü doğanın canlanması ve toplumda bin yılların alışkanlığı canlıların çoğalması ve yaşamasına uygun ve her canlıya yetecek kadar olanak varsa mülkiyet hırsı ve bencillik kör inanç ve bağnazlık değil mi?
Başkasının yaşama hakkını kısıtlamak ya da     elinden almak baskı/cebir değil mi?
Kendi çıkarı için birilerini ya da toplumu yanlış yöne yönlendirmek buna bağlı birilerini ya da toplumu yaşamsal haklarını kısıtlamak ve mahrum     bırakmak baskı/cebir değil mi?
Oysa bir buğday tanesi mevsiminde ekilip bire on/yirmi vermeli, diktiğimiz zeytin çekirdeğinden yüzyıllık ağaçlar olmalı çocuklarımız torunlarımız onlardan beslenmeli, çınar ağaçları gölgesinde dinlenmeli. Umut birilerinin baskısıyla yok edilmemeli, her baskı/cebir umudun körlenmiş olan ateşini         harlar.
Son günlerde yaşadığımız ekonomik kaos nedeniyle işsizlik buna bağlı çözümsüzlük nedeniyle bireylerin umudunu yitirmesi manşetlerden inmiyor. Birileri şayet yönetici ise toplumu yanlış yönlendirmekte savaşlar ve katliamlar olmakta, kendi halinde bireylerse kendisine ve ailesine zarar vermekte     umutları yaşamları yok etmekte. 
Koca kurumları bakanlıkları olan, olmadık yere bütçe hazırlayan, müteahhİTlere para basan “devlet” toplumun ve bireyin bu sorunlarına ilgisiz kalmamalı. 
Umut var “Umut Solmaz”, solmamalıda.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...