İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Her şey aslına döner...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ahmet KAYA, Nevzat ÇELİK’in şiirini yorumladığı şarkısında, “Toprak olmak ne garip şey anne” diyordu.
“Toprak olmak” en büyük gerçek hem de kimsenin hayalini bile getirmek istemediği gerçek değilmiydi? 
Düşündükçe bir başka anlamsızlaşıyor boş anlamsız, amaçsız ve sevgisiz yaşamak…
Yaşarken ve herkesin ölümü kendi için yok gibi bir şeyken öze dönüşün toprağa olacağını kim     düşünmek ister ki?
Toprağa, tabiata karışmak öze dönüştür aslında. Evrim geçirip sonrasında toprak olarak yaşamayı
düşünmek bile çok garip bir duygu…
Dünya’daki canlı yada cansız her şeye ve herkese ben varım,“Ne yaparsan yap kural benim, güç benim, düzen benim ve eninde sonunda ne olursan ol benim gerçeğimle bütünleşeceksin”… diyor toprak.
Asıl irdelenmesi gerek konu ise yaratılmış canlıların en akıllısı olan insan oğlunun bu gerçeği yokmuş gibi görerek sonsuza kadar asla sahip olamıyacağı zevkin, sefanınin ve çeşitli meteryallarin peşinde ömrünü tamamlamayı neden olması gereken yaşam tarzı olarak görmesidir.
Ulaşılmaz zenginliklere sahip olan kudretli insanlar kaçınılmaz son olan özlerine yani toprağa dönüşmediler mi? 
Sonsuza kadar yaşayamayan İmparatorluklar, Medeniyetler, Dünyayı yönetmiş sonrasında yok olmuş ülkeler tarihin sonsuzluklarında kaybolup gitmediler mi?
Öyle ise bu hırs, Bu tahammülsüzlük, bu savaşlar, Bu sevgisizliğe anlam katacak nasıl     bir gerekçe olabilir ki?
Biraz düşünün derim…  
Hayatınızı anlamlı, insanca, sevgiyle yaşamaya yönelik bir şeyler yapın çünkü bilin ki bir daha asla insan olamayacaksınız?...
Çünkü ne olursa olsun herşey eninde sonunda aslına döner…
Hintli bir usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. 
Bir gün çırağını tuz almaya gönderir. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. 
Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar. “Tadı nasıl ?” diye soran yaşlı adama öfkeyle “acı” diye cevap verir. Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tutar ve dışarı çıkarır. 
Sessizce az ilerideki gölün kıyısına oturur ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. 
Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından  akan suyu koluyla silerken, usta aynı soruyu sorar: “Tadı nasıl?”  “Ferahlatıcı” diye cevap verir , genç çırak. “Tuzun tadını aldın mı? ” diye sorar yaşlı adam, “hayır” diye cevaplar çırağı. 
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturur ve şöyle der: “Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır nede çok. Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış.”
VESSELAM

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...