İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Türkiye'de su efsaneleri?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sevgili Okuyucular bugün üçüncüsünü sunduğum su efsaneleri tam da Dünya Su Günlerine denk geldi. Su konusu tüm doğa canlıları için olmazsa olmaz bir konu. Dünyanın su kaynakları gittikçe azalıyor, insanlar suyu hiç bitmeyecekmiş gibi kirletiyor, heba ediyor. Hâlbuki insan nüfusu hızla çoğalıyor. Çok idareli kullanmamız lazım. Şimdi Türkiye Su efsanelerinin üçüncüsünü veriyorum.
 

ABUİSLAH


Yavuz Sultan Selim sefere giderken geçtiği bugünkü Artvin yakınlarındaki köylerden askerleri için erzak ve su istemiş. Dağda bütün askerlerini dinlenmeye almış. Köy halkı ellerinde nesi var nesi yok tüm erzaklarını padişaha götürmüşler. Ancak köyün sözcüsü "Padişahım yemekleri getirdik. Ancak suyu dağa çıkartamadık. Suyumuzu çok uzaktan alıyoruz, köyümüzde suyumuz yok bizi affedin" demiş. Padişah köylülerin tüm erzaklarını askerlerine getirdiklerinin farkına vardığında çok memnun olmuş. Köylülere seslenerek "Askerlerime getirdiğiniz erzak beni fazlasıyla memnun etmiştir. Bu köy artık suyuyla anılacak." Diyerek kılıcını dağa saplamış. Padişahın kılıcını sapladığı yerden inanılmaz bir su fışkırmış ve köye doğru akmaya başlamış. Padişah köylülere seslenerek "Bu köyün adı bundan sonra Abuıslah (Islah edilmiş su) olacaktır." Demiş. O köye suyu getiren padişahlarının ismi verilen Sultan Selim dağından hala su akmaktadır.
 

ALTIN BOYNUZ


Bizanslı bir tarihçi, Marmara Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan İstanbul Boğazı'nın bir kolu olan Haliç'in dibinde beyaz ve parıldayan bir kayanın varlığından söz eder. Tarihçiye göre boğazdan giriş yapan balıkların, o kayanın parlaklığından ürkerek yön değiştirip Bizantion burnuna yönelmelerine sebep olduğundan, Bizanslı balıkçılar kayanın olduğu yere "Altın Boynuz" adını vermişlerdir. Bir başka efsaneye göre ise Zeus, İo adlı bir kıza aşık olur ve onu karısı Hera'nın hışmından korumak için inek biçimine sokar. İnek biçimine giren İo kendisine musallat olan sinekten kaçarken İstanbul Boğazı'ndan da geçerek (ki bundan böyle "inek geçidi" anlamına gelen Bosphoros olarak anılmaya başlanır) Haliç'in bulunduğu körfeze gelir. Oradaki bir tepede dünya ya getirdiği kız çocuğuna Keroessa adını verir. Bu ad zamanla boynuz anlamına gelen Keras'a dönüşür. Ve güzelliğini anlatmak için "Altın Boynuz" adı ile anılır. Evet sevgili okurlar efsane deyince saten pek hakikatle, mantıkla pek ilişki beklenmez. Uzun araştırmalar sonrası elde ettiğim bu su efsanelerine burada son vereceğiz.

Sağlıklı kalmanız dileklerimle.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...