İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Yeni dünya düzeni

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yeni ve büyük bir derdimiz var..
Yanlış anlamayın sakın biz Türklerin,  Erkeklerin yada Müslümanların değil, bütün insanlığın derdi  bu..
Hepimizin gözü kulağı haberlerde virüsün yayılışını, ölü sayısını takip ediyoruz..
Koca koca donanımlı ordulara sahip ülkeler çaresiz. Tanklar toplar para etmiyor..
Ölenler şehit’te değil…  Kurşunla değil, mikroptan ölüyorlar.  
Zengin, fakir, ünlü, mevkili insan dinlemiyor bu corona denilen illet.
Yıkıyor, korkutuyor, hayatı durduruyor.
İnsanlık bitiyor mu?
Düşünsenize;  tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek,  temas yasak.
 İnsanların biribirilerine mikrop yada virüs gözüyle baktığı bir dönemden geçiyoruz…
İş, güç, para pul önemini yitiriyor can pazarı yaşanınca. Sonrasında yaşanacak acıların haberleri  zamana göz kırpıyor..
Dünyadaki bütün ülkeler sınırlarını kapatmış kendi yaşam savaşını verme çabasında. 
Uyguladıkları vizeler ile kendini bir halt sanan güçlü, büyük, medeni!  devletler çaresizlik içinde çırpınıyor. 
Sanırım onlarda ölümlü olduklarını nihayet ve zor da olsa çok iyi anlamış durumdalar… 
Virüsü kapanların birçok ülkede gördüğü insanlık dışı muameleler ve corona’dan ölenlerin topluca gömülmeleri  bana bir tek soruyu sorduruyor bana.  Zor zamanlarda insanlık bitiyor mu?
Zor günlerin haberini duymak bile rafların, marketlerin yağmalanmasına sebep olabiliyorsa varın gerisini siz düşünün…
Ülkeler resmen OHAL ilan etmeseler de mecburi durumlar dışında dışarı çıkılmaması konusunda özdenetimi harekete geçirecek ikna yollarını kullanıyor.
Her an sokağa çıkma yasağının gelme ihtimali var ve bu ihtimal market raflarının adeta yağmalanırcasına boşalmasına neden oluyor.
 İtalya’da market kuyrukları, Avustralya’da bir markette tuvalet kağıdı ve pastırma kavgası… Oysa tüm bu istif ve mağaza talanı hallerini “medeni olmayan ülkelerin tarzı” olarak belletmişlerdi bize… Ne oldu da insanlar tüm farklılıklarına rağmen, aldıkları önlemlerden tutun da, ev hapsi gereksinimlerine karşı tek tipleşti? 
Çekirdek aile temelli, maksimalist alışkanlıklardan/lükslerden uzak, mesafeli bir yaşama evriliyor dünya. 
Aylarca diğerleriyle el sıkışmamayı, çok yakın adımlar atmamayı sürdürürsek, bunun kesinlikle hafife alınmayacak sonuçları olacak ve bu, tüm ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemize neden olabilecek. 'Kime sarılabilirim, kime güvenebilirim?' 
Bunun yanısıra “uzaktan eğitim”, “kripto para kullanımı”, “home ofis” dediğimiz evden çalışma ve paraya el sürmeme tedbiriyle artan para taşımama halinin yükselttiği “bir liralık harcamada dahi kredi kartı kullanımı” durumlarının kalıcı hale gelebileceği fikrini, hatta bu virüsün, yukarıda saydıklarımızın hayata geçirilmesi adına bir geçiş dönemi olarak ortaya sürüldüğü yönündeki şehir efsanelerini de yabana atmamak gerek. 
Tüm evrensellik değerlerinin kıymet kaybettiği bu dünyada “tencerede pişir kapağında ye” sistemi ne kadar başarılı olur veya yerelleşme kalıcı olur. Onu yaşayarak hep beraber  öğreneceğiz.
Şimdi ise yapmamız gereken tek şey insanlığa ve insanca yaşama sıkı sıkıyı sarılamak gerisi cok boş ve anlamsız hayatlar zinciri olur gibi geliyor bana…

Vesselam
 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...