İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Evrendeki en çılgın değişimlerin şahidiyiz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yaşım gereği hatıralarımda olan bir film sahnesi var. Sadri Alışık filminin bir sahnesinde Mahmutpaşa’dan Eminönü’ne gitmeye çalışıyor. Aşırı bir kalabalık çok zorlanıyor ama bu arada radyolardan canlı yayında ise Neil Louis Armstrong ve üç arkadaşının birlikte yaptığı Apollo 11 uzay aracı ile Ay’a ilk yolculuğunu yapıyor. Tarih 20 Temmuz 1969 günü Türk spiker adeta bir maç anlatır gibi radyodan anlatıyor. Roketin fırlatılışı atmosferden kayboluşu uzun uzun anlatılırken Sadri Alışık ise Mahmutpaşa’dan Eminönü’ne gidene kadar Neil Armstrong Ay’a ayak basar. O güzel selamı ve unutulmaz gülüşü ile “anasını satayım eller gider Ay’a biz kaldık yaya. Mahmutpaşa’dan Eminönü’ne inmeden elin oğlu indi aya.” repliğini hatırlarım.

Ben iddia ediyorum 40-50 ve 60 doğumlu insanlarımızın geçirdiği evrimi, kâinat kurulduğundan bu zamana kadar hiç bir neslin bu kadar büyük ve geniş bir değişimi yaşadığını hiç sanmıyorum. Biraz tarih ve gelişim hafızası olan her insanın bu fikrime katılacağını düşünüyorum. Kırklı yıllarda üniversite mezunu olan insanlarımıza hem iş dünyası hem de siyasi arenada en güzel makamları sunarlardı. Lakin o yıllarda okuma yazma oranı nüfusumuza göre yüzde on civarındaydı. Okul yetersiz, öğretmen yetersiz, maddiyat yetersiz… Okuyanlar ise bu sorunları aşabilen ailenin çocukları ya da çok az da olsa şanslı insanlarımızdı.

Şimdi online eğitim söz konusu, okuma yazma oranı yüzde 95’lerde. Yüzde 5 ise o kırklarda doğup okuyamayanlarımız. 40’lı yıllarda bulunan araçların, uçakların, gemilerin, trenlerin, motorların şimdiki yıllardaki değişimini bir düşünün. Sesten hızlı uçan yolcu uçakları, hızlı trenler, elektrikli araçlar, şoförsüz gidebilen arabalar, insansız uçan dronlar. 40’lı yıllarda çalışılan uzun zamanlı iş günlerinden, 8 saatlik ve evden çalışma imkânının yaygınlaştığı online iş dünyasına geçiş… Birilerine herhangi bir haberi verebilmek için ya telgraf çeker ya da mektup atardık. Telefon ile görüşenlere gıpta ile bakılırdı. Postacının yolu gözlenirdi. Şimdi telefonu olmayan yok, ulaşılamayan insan yok… Bir noktadan dünyanın diğer bir noktasına bir bilginin ulaşması 1 saniye. Bilgiye ulaşmak için ana britannica ansiklopediler kullanılır iken şimdi Google’a ne soruyorsanız hemen bilgiyi alabiliyorsunuz. Şimdi her zaman yazdığım gibi bu örnekleri çoğaltabilirim. Demem o ki dijital çağa giriyoruz. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak denildiğinde bazı insanlarımız “ya nedir o dijital dünya? zaten yaşıyoruz işte daha ne olacak ki?” diyorlar.

Bugün bu tarz bir yazı yazmama neden olan bir haber izledim. Elon Musk bir çip geliştirmiş. Bu çip beynin içine yerleştiriliyor ve siz 10 dili ana diliniz gibi konuşabiliyorsunuz. Bilim insanları ana rahmindeki çocuğun hastalıksız doğmasını sağlayacak bilime sahibiz diyorlar. Bilim insanları yaşlılığı geciktirecek bilime sahibiz diyorlar, yani insan ömrünü uzatabilecekler. Bilim insanları yaşamış ve yaşayan insanların kopyalarını yapacak bilime sahibiz diyor. Bilim insanları yapay zekâyı bulduk insanlığın hizmetine sunabiliriz hazırız diyorlar. Yani yüzlerce insanın yaptığı bir aracı, bir binayı, bir hizmeti, bir kaç robot hiç durmadan, hiç acıkmadan yıllarca çalışabilecek bilime hazırız diyorlar. Savaş uçaklarının, savaş gemilerinin ve roketlerinin bir hükmü kalmayacak. Uydulardan müdahaleler ve küçük robot böceklerle, yapay zeka ile çalışan insansız dronlar ile biyolojik savaşlara bilim hazırız diyor.

 Bundan sonraki yıllarımız çok daha hızlı bir dönüşüme gebe ve yeryüzünün en çok değişim gören nesli olarak tarihe geçeceğiz. Maalesef insanlığımızın yolculuğunun, kapitalizmin ve emperyalizmin daha uç noktalarına doğru olacağını düşünüyorum. Daha az insanla, daha kolay bir yaşama geçeceğiz. Çiplerle yönetilen insanlar, para ve dinin tek merkezden yönetileceği bir düzene geçmek üzere düğmeye basıldığını düşünüyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...