İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Terazisi şaşmaya hazır hukuk sistemi yaratmak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Ergenekon, Balyoz ve Kozmik Oda “Askerin darbeci gibi gösterilerek pasifize edilmesi ve devamında Cemaate teslim edilen yargının Cemaatçi Hakim ve Savcıları tarafından TSK’nın Vatansever Askerlerini içeri tıkması ve yerlerine Cemaatçilerin yerleştirilmesi.
Sonrasında bütün bu doğruları yazdığımız için Hakim huzuruna çıkarılıp yargılanmak.
Ama neyse ki Fetö’nün 15 Temmuz kalkışmasıyla düşüncelerimize tercüman oluvermişti.

Şimdi diyeceksiniz ki TBB ile Ergenekon davası ne alaka.
Hemen şöyle izah edeyim.
Hükümet her seferinde Avukatlık Kanunu değişikliği gündeme getirmiş ve verilen tepkiler sonucu bu tasarıyı geri çekmek zorunda kalmıştı.
Oysa ki o aynı hükümet 12 Eylül 2010 referandumunda HSYK ve AYM’de çoğunluğu eline geçirip hakim, savcı alım ve atamalarında yargının tüm denetimini eline almıştı. Ama bu yüksek yargıda egemen olmaları için yeterli değildi. Yani puzzle de bir eksik vardı ve o eksikte Türkiye Barolar Birliğinin ele geçirilmesiyle tamamlanacaktı.

Lakin TBB’nin seçimle ele geçirilmesi mümkün değildi ve sırf bu yüzden nispi temsil sistemi getirilmeye çalışıldı.
Ama olmadı.
Çünkü sorun sistemin çalışmasında değil hükümete karşı olmalarından kaynaklıydı.

Peki ikinci baronun kurulmasının sebebi neydi?
Şöyle ki Devlette çalışan avukatların baroya üye olma gibi bir zorunluluğu yoktu. Ama getirilecek bu sistemle kamu avukatları zorla hükümete yakın baroya üye olmak zorunda kalabilirdi. Bu da hükümet yanlısı baroya üye olmaya avukatların kamu kurumlarında sözleşmeli avukat olarak çalışmasını zorlaştıracağı anlamı taşırdı.
Yani İstanbul baro seçimlerinde anca 3 bin oy alabilen hükümet bu ikinci baro ile kendisine bağlı avukat sayısını 15 bine ulaşabilirdi. Kısacası “iddia, savunma ve hüküm” tümüyle hükümetin elinde olacağı gibi liyakata bakılmakasızın terazisi şaşmaya hazır Avukat’ı Hakim ve Savcı olarak görebilirdik.

Zaten temsil adaleti yokken bu sistemle adaletin A’sın dan dahi bahsetmek mümkün olmayacaktı. Yani bu sistemin sadece TBB ve hükümet taraflı baro ile sınırlandırmak hata olurdu. Çünkü teröristler için seyyar adliye, Bebek katilinin mektubunun 80 milyona dinletildiği bir ülkede birileride cesaret bularak “Pkk Sevici Avukatlar Barosu” kurabilirdi.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...